‘türkiye’de Aydının Kısa Tarihi’ Kitapçılarda

Yazar Doğan Gürpınar’ın ‘Türkiye’de Aydının Kısa Tarihi’ adlı kitabı Etkileşim Yayınları’ndan çıktı.

Yazar Doğan Gürpınar’ın ‘Türkiye’de Aydının Kısa Tarihi’ adlı kitabı Etkileşim Yayınları’ndan çıktı.

Doğan Gürpınar, Türkiye’de aydına ve entelektüelin önemli görevleri olduğunu belirterek, “Çoğunlukla aynı anlamda kullanılan bu iki kelimeye lâyık görülen isimlerden, geniş bir birikim ve derin bir kavrayış beklenir. Başkalarının aşamadığı sorunları onların çare üretmesi umulur. Yer yer de haşin bir şekilde tenkit edilirler: Halktan kopuk haldeler, fildişi kulede yaşıyorlar, benciller vesaire diye.” ifadelerini kullandı.



‘Türkiye’de Aydının Kısa Tarihi’nde evvela ‘entelektüel’ ve ‘aydın’ kavramlarını birbirinden ayırdığını anlatan Gürpınar, “Sonra, bu iki kavrama yüklenen anlamları irdeleyip bu kavramlara ve sıfatlara tarihin akışı ve siyasî konjonktür içinde ne gibi bir görev yüklendiğini mercek altına alıyoruz. Ve bu çerçevede, ideolojik olarak karşıt olan aydınları, entelektüelleri yeri geldiğinde ‘Kemalizm paltosu’ altında birleştiren safhaları ve mekanizmaları tahlil ediyoruz.” dedi.
Gürpınar şöyle devam etti:

“1930’ların konferans salonlarından 2000’lerin televizyon stüdyolarına, yazdıkları ve gördükleri ile bir tür olarak aydının ve entelektüelin hikâyesini anlatıyoruz bu kitapta. Bunu yaparken, ‘aydınlar’ üzerinden çarpıcı bir Türkiye tarihi okuması da sunuyoruz.”


Şu aşamada aydının öldüğü iddialarının dillendirildiğinden yakınan Gürpınar, şunları kaydetti:

“Öte yandan televizyon stüdyolarında, hala bireyler aydın talep etmektedir. Bununla beraber sosyal medya, blog ve Twitter çağında elbette ‘aydınlık’ yukarılardan bahşedilen bir ayrıştırıcı kurum olmaktan çıkmış, aydınlar ile aydın olmayanların arasında aşılmış ve adeta mutlak ayrım flulaşmıştır, geçersizleşmiştir. Aktık fikrinizi önemli olarak tescil ettirmeniz için bir merciin onayına gerek yoktur. Wikipedia ve hatta internet sözlükleri elinizin altındadır. Fikrinizi internet ortamında paylaşabilir ve sosyal medyadan çarpan etkisiyle yaymayı umabilirsiniz. Ancak tüm bunlara rağmen aydınlık hala kıymet verilen ve edinilmeye çalışılan bir statüdür. Ve bu statüyü edinmenin yolu hala yazılı ve görsel medyada görünürlüğe ilaveten saygınlık uyandıran akademik ve siyasi unvanların taşınmasından geçmektedir.”

Sektörlerin aydın ihtiyacının karşılanması için star akademisyenler keşfedildiğini vurgulayan Gürpınar, “İlginçtir. Bir akademisyen keşfedildiğinde birden kendini pek çok gazeteye mülakat vermiş bulur. Kimileri ise bir süre sonra unutulur. Bu unutuluşların siyasi sebepleri olabileceği gibi yer yer bağlarının dışında kalmasından kaynaklanıyor olabilir.”açıklamalarında bulundu.

Yazar Gürpınar, aydınlığın da popüler kültürü ve popüler kültür dinamikleri olduğunu dile getirip, “Şu aşamada bir ‘aydın celebrity’lik işlemektedir. Birikimi ile kamusal tanınırlık arasında bir ilinti olmadığı gibi kimi durumlarda aksi de söz konusu olabilmektedir. Hatta kamusal aydın olabilmek ve belli bağ ağlarına yanaşabilmek için akademik vukufiyetinden fedakarlık etmek gerekmektedir.” dedi.

Doğan Gürpınar, ‘Türkiye’de Aydının Kısa Tarihi’ isimli kitabında bir fikir demeti ya da yığıntısı sunmayı değil, belli bir temayı süreç içinde takip etmeyi amaçladığını aktardı; sözlerini “Yeni entelektüel tarih çalışmaları diye bilinen akademik çalışmalar, fikirlerin içerisinden çok biçimleriyle ilgilenirler. Kavramlar ve algıları, olduğu varsayılan gerçeklikle beraber ve iç içe ele alır. Sosyolojik gerçeklikle fikirleri birbirleriyle bütünleşmiş olarak kavrar. Bu eser de bu çalışmalardan ilham almakta ve olabildiğince sözkonusu katkılardan faydalanmaya çalışmaktadır.” diyerek tamamladı.
CİHAN