Türklere Anadolu'nun kapılarını açan komutan: Sultan Alparslan

Malazgirt'te 1071'de ordusundan 4 kat daha büyük Bizans ordusunu mağlup ederek Türklere Anadolu'nun kapılarını açan Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Sultan Alparslan, kahramanlığı, öngörüsü ve başarılı devlet adamlığıyla ön plana çıkıyor.

Malazgirt'te Bizans ordusunu bozguna uğratarak 1071'de Türklere Anadolu'nun kapılarını açan Büyük Selçuklu Devleti hükümdarı Sultan Alparslan, devlet adamlığının yanında kahramanlığı, öngörüsü ve üstün savaş stratejileriyle ön plana çıktı.

Horasan Meliki Çağrı Bey'in son eşinden dünyaya gelen ve amcası Tuğrul Bey'in yerine 27 Nisan 1064'te Büyük Selçuklu Devleti'nin ikinci hükümdarı olan Sultan Muhammed Alparslan, 42 yaşında elde ettiği büyük başarıyla dünya tarihinin geleceğine yön verdi.

Ordusundan 4 kat büyük Bizans ordusuna karşı 26 Ağustos 1071'de kazandığı zaferle tarihin seyrini değiştiren Sultan Alparslan, yürekli askerleriyle asırlarca konuşulacak taktiksel bir savaşla elde ettiği başarı sayesinde Anadolu'nun fethini kolaylaştıran süreci başlattı.

Kazandığı zaferle Türklere Anadolu'nun kapılarını açan Sultan Alparslan, tarihe geçti.

"Selçuklu tarihinin en büyük hükümdarı"

Muş Alparslan Üniversitesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Alican, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Sultan Alparslan'ın Selçuklu tarihinin en büyük hükümdarı olduğunu söyledi.

Sultan Alparslan'ın kazandığı Malazgirt Savaşı'nın sonuçlarıyla tarihin seyrine yön verdiğini belirten Alican, Bizans ordusunun bu savaşta büyük yenilgi yaşadığını hatırlattı.

Bizans İmparatorluğunun Anadolu'ya doğru sefere çıktığını öğrenen Sultan Alparslan'ın Mısır seferini bırakarak dönmek durumunda kaldığını anlatan Alican, şunları kaydetti:

"Malazgirt Savaşı, Selçukluların Bizanslılara karşı kendisini korumak ve İslam dünyasını muhafaza etme amacını taşıdıkları bir savunma savaşıdır. Sultan Alparslan, Bizans'ın ülkesine doğru yola çıktığını haber alınca Halep'ten dönerek Ahlat'a geldi. Bizans İmparatoru Romen Diyojen, bu sırada Malazgirt'i aldı. Sultan Alparslan askerleriyle Ahlat'tan ayrılarak Bizanslıları karşılamak için yola çıktı. Önceden gönderdiği öncü birlik Bizans ordusunun gönderdiği kaynaklarda 30 bin askerden oluştuğu belirtilen birliği mağlup etti. Bütün kaynaklar göz önüne alındığında Sultan Alparslan'ın ordusunun 50-60 bin asker olduğunu söylemek mümkün. Bizans ordusuna bakıldığında bu rakamın 200 bin civarında olabileceği tahmin ediliyor. Sultan Alparslan, 4 katı asker sayısına sahip orduyla karşılaştı."

Sultan Alparslan'ın cuma günü son hazırlıklarını gözden geçirdiğini ve cuma namazında askerlerine dokunaklı bir hutbe verdikten sonra Bizans ordusuna saldırdığını ifade eden Alican, bu hareketinin Alparslan'ın ne kadar büyük bir komutan olduğunu gösterdiğini vurguladı.

"Bizans'ı kendine tabi kıldı"

Savaşta ilk taarruzun Selçuklular tarafından yapıldığına dikkati çeken Alican, kurt kapanı ve hilal taktiğinin Malazgirt Savaşı'nda başarıyla kullanıldığını, akşam olmadan Bizans ordusuna ağır darbe vurduğunu anlattı.

Sultan Alparslan'ın savaş ahlakını da üst düzeyde tutan bir komutan olduğunu ifade eden Alican, "Sultan Alparslan Malazgirt'te büyük bir zafer elde ederek Bizans imparatorunu esir almıştır O zamana kadar Müslümanlar hiçbir zaman bir Bizans imparatorunu esir almamıştır. İlk kez bir Bizans imparatoru olan Romen Diyojen, Selçuklulara esir düşmüştür. Sultan Alparslan, Bizans imparatoruna, onu affettiğini, ülkesine iade edeceğini söyledi. Sultan Alparslan, bu diyaloğun ardından anlaşma imzalatıyor. Burada ağır maddeler var. Anlaşmada dikkati çeken bir madde var. 'Selçuklu sultanı gerek duyduğu, talep ettiği takdirde Bizans imparatoru Selçuklu sultanına yardımcı birlik gönderecek' maddesi. Bir anlamda Selçuklular, Malazgirt Anlaşması'yla Bizans'ı kendisine tabi kılmıştır. Bizans İmparatorluğu 30-40 yıllık Selçuklu Devleti'nin vassalı haline gelmiştir. Bizans imparatoru ülkesine gittikten sonra tahttan indirilmiş ve öldürülmüştür."

Türkmenistan seferi sırasında uğradığı suikast sonucu hayatını kaybeden Sultan Alparslan'ın elde ettiği zaferle Anadolu'nun kapılarını açtığını vurgulayan Alican, Malazgirt yenilgisinin, Bizans İmparatorluğu'nun gerileme sürecini başlatması açısından da önemli olduğunun altını çizdi.

"İslam aleminin birliği için mücadele eden bir komutandı"

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rahmi Tekin de Sultan Alparslan'ın, verdiği kararlar, hızlı hareket etme özelliği ve devlet adamlığıyla tarihin en önemli isimlerinden biri olduğunu belirtti.

Türkleri bölgeden atmak için büyük bir orduyla doğuya harekete geçen Bizanslılara karşı duran Sultan Alparslan'ın, yürekli askerleriyle tarihin seyrini değiştiren bir zafere imza attığını kaydeden Turan, şu bilgileri verdi:

"Halep'te olan Sultan Alparslan'ın kısa sürede Halep'ten Ahlat'a gelmesi bölge halkının öz güvenini artırdı. Sultan Alparslan'ın öncü birliği Bizans'ın kutsal hacı ile komutanını esir alarak Bağdat'taki halifeye gönderdi. Kutsal hacın gönderilmesi önemli bir nişane. Bağdat'ta halife o günkü bütün İslam aleminde İslam ordusu için dualar okuttu. Savaş Ahlat'ta başladı ve Malazgirt'te sonuçlandı. Sultan Alparslan'ın en büyük özelliği İslam aleminin birliği için mücadele eden, çok hızlı hareket edebilen ve hızlı karar veren bir komutandı."

AA