Tüsiad: Çözüm Sürecinin Ufku Kardeşliktir, Destek Veriyoruz

Türkiye Sanayi İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Muharrem Yılmaz, çözüm sürecine destek verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini belirterek, "Çözüm sürecinin toplumun geneli tarafından benimsendiğini de görüyor, fark ediyor, inanıyoruz.

Türkiye Sanayi İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Muharrem Yılmaz, çözüm sürecine destek verdiklerini ve vermeye devam edeceklerini belirterek, "Çözüm sürecinin toplumun geneli tarafından benimsendiğini de görüyor, fark ediyor, inanıyoruz. Artık bu noktadan geriye dönülemez diyor ve toplumsal enerjimizi kalkınmamıza, refahımıza ve huzuru derinleştirmeye odaklama zamanıdır diyoruz. İçinde bulunduğumuz bu sürecin ufku, demokrasidir. Bu sürecin ufku barıştır. Bu sürecin ufku kardeşliktir ve bu nedenle çözüm sürecine başından itibaren destek verdik, vermeye devam edeceğiz." dedi.

Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) yaklaşık 100 üyesi ile Şırnak'ın Cizre ilçesine çıkarma yaptı. Ev sahipliğini, kendisi de Cizreli olan TÜSİAD üyesi Tarkan Kadooğlu'nun yaptığı toplantıya, TÜSİAD Başkanı Muharrem Yılmaz'ın yanı sıra Mustafa Koç, Güler Sabancı, Ümit Boyner ve Nihat Özdemir gibi ünlü işadamları ile Vali Vahdettin Özkan da katıldı. Toplantı öncesi çalan Kürtçe parçaları, iş adamları ilgi ile dinledi.

TÜSİAD ve Türk Girişim ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) işbirliği ile yapılan toplantı Cizre'nin tarihi Kırmızı Medrese'sinde gerçekleştirildi. TÜSİAD Yönetim Kurulu Üyesi Tarkan Kadooğlu, burada yaptığı konuşmada, herkesin aynı gemide olduğunu ifade ederek, "Nasıl ki bundan binlerce yıl önce Nuh'un gemisinde yeni bir dünya için aynı gemide olduysak; hataları, sevapları, günahları geride bırakarak yeni bir sayfa açmak için o gemiye bindiysek; bugün bunun bir benzerini Cizre'de Nuh'un gemisini karaya oturttuğu yerde yine yapabiliriz." dedi. Kadooğlu, "Bu buluşma Nuh'un Gemisi'nin bizlere aktardığı mirasın, yenilenmenin, yeni bir sayfa açmanın, yeni bir şans vermenin buluşmasıdır. Tüm ülkenin barış heyecanı yaşadığı bir zamanda Cizre buluşması işte böyle özel bir anlam ifade ediyor." ifadelerini kullandı.

"BÖLGENİN KALKINMASINDAKİ EN BÜYÜK ENGEL TERÖR"

Daha sonra kürsüye çıkan Türk Girişimci ve İş Dünyası Konfederasyonu (TÜRKONFED) Başkanı Süleyman Onatça da şunları söyledi:

"Bugün burada Türkiye özel sektörünün öncü girişimcilerinin, bölgeye yönelik bazı yatırım planlarının müjdesini vereceğini umuyorum. Son bir yıl içinde uygulanan teşvik sisteminde, en hızlı artış 6. bölgede olmuş. Diğer 5 bölgenin toplamında 11 yatırım projesi tamamlanırken, yalnızca 6. bölgede 20 projenin tamamlanarak işletmeye geçmiş olması, barış sürecinin 6. bölgeye getirdiği katkıların en net göstergelerinden biri olmuştur. Barış süreci bizi sadece 2023 yılında dünyanın en büyük 10 ülkesinden birisi yapmaya bir adım daha yaklaştırmış olacak, aynı zamanda dünyanın gelişmiş demokrasilerinden biri olmaya da yaklaştırmış olacaktır. Çağdaş demokrasi, çoğunlukçu değil çoğulcu bir rejimdir. Çoğulcu rejimlerin ayırt edici yönü, parmak sayısına göre değil, toplumsal uzlaşmaya göre hareket etmesidir. Hepimiz biliyoruz ki, bölgenin kalkınmasının önündeki bir numaralı engel yıllar boyunca devam eden terör ve terörün yol açtığı güvenlik kaygıları olmuştur. Bölgede kalkınmanın yolunu açacak başlıca faktör de hiç şüphesiz barış sürecidir. Geçen hafta Ekonomi Bakanımızın açıkladığı rakamlar barış sürecinin olumlu etkilerinin şimdiden görülmeye başlandığını göstermektedir. Son bir yıl içinde uygulanan teşvik sisteminde, en hızlı artış 6. bölgede olmuş. Diğer 5 bölgenin toplamında 11 yatırım projesi tamamlanırken, yalnızca 6. bölgede 20 projenin tamamlanarak işletmeye geçmiş olması, barış sürecinin 6. bölgeye getirdiği katkıların en net göstergelerinden biri olmuştur. Çözüm sürecindeki kararlılığın devam etmesi ve sürecin ilerlemesi arzusu bugün hükümetten iş dünyasına, bölge insanından toplumun çok geniş bir kesimine herkes tarafından kabullenildiğini görmekten büyük bir memnuniyet duymaktayız. Bölgede iş yapan dostlarımızdan terörün sigorta primlerini nasıl yükselttiğini, hatta birçok iş yerinin sigortalanmasının neredeyse olanaksız hale geldiğini, kredi maliyetlerinin ve teminatların nasıl arttığını biliyoruz."

"KALKINMA AJANSLARIN BÖLGEYE YATIRIMCIYI ÇEKMELERİ LAZIM"

Bölgede gelir seviyesinin yükselmesi ve bölgenin daha fazla yatırım çekebilmesi için yapılacak yatırımların risk sigortasının da teşvik kapsamına alınmasıyla risk primlerinin batıda uygulanan oranlara çekilmesi gerektiğini dile getiren Onatça, "Bu uygulama, terör nedeniyle oluşan risk farkı tamamen ortadan kalkıncaya kadar devam etmelidir. Bölgedeki kalkınma ajanslarının proaktif çalışması ve buraya gelmesi muhtemel yatırımcılara rehberlik yapması, bölgenin karşılaştırmalı rekabet gücünün bulunduğu alanlara ilişkin yapılacak çalışmaların yatırımcıya anlatılması, aynen kendi şirketlerimizdeki pazarlama departmanları gibi yatırımcı ile ilişkiye geçerek onları bölgeye çekmeye çalışması gerektiğini düşünüyorum. Kalkınma ajanslarının bu çabasının bölgenin gelişmesine büyük katkısı olacaktır." diye konuştu.

"BU SÜRECİN UFKU KARDEŞLİKTİR"

Türkiye Sanayi İşadamları Derneği Başkanı Muharrem Yılmaz da konuşmasında çözüm sürecine değinerek, "Çözüm sürecinin toplumun geneli tarafından benimsendiğini de görüyor, fark ediyor, inanıyoruz. Artık bu noktadan geriye dönülemez diyor ve toplumsal enerjimizi kalkınmamıza, refahımıza ve huzuru derinleştirmeye odaklama zamanıdır diyoruz. İçinde bulunduğumuz bu sürecin ufku, demokrasidir. Bu sürecin ufku barıştır. Bu sürecin ufku kardeşliktir ve bu nedenle çözüm sürecine başından itibaren destek verdik, vermeye devam edeceğiz." şeklinde konuştu.

Bu çerçevede süreci dikkatle izlediklerini belirten Yılmaz, şöyle devam etti:

"Sona eren şiddetin ardından ülkemizi ileriye taşıyacak demokratik reformların, idari yapılanma adımlarının atılmasını bekliyoruz. Bunların yaratacağı olumlu havanın bölgedeki yatırım ortamını her geçen gün geliştireceğine, iyileştireceğine inanıyoruz. Biz de çözüme yatırım için buradayız. Siyaset kendisinden bekleneni yerine getirdiği ve altyapı ihtiyaçları giderildiği ölçüde, piyasa ekonomisi görevini yapacak, kalkınma hızlanacak ve refah artacaktır. Kalkınmada süreklilik, doğru ekonomi politikalarının yanı sıra demokratik çerçeveyi genişletmeye bağlıdır. Çözüm sürecinin kalıcılığı da gene demokratik standartlarımızın yükseltilmesi ile sağlanmıştır. Zaten ülkemizin uluslararası itibarının son yıllarda kaydettiği gelişme, ekonomik performansın yanı sıra demokrasimizin gelişmesi yönünde atılan adımlar sayesinde olmuştur. Sivilleşmede, insan haklarında, kimliklerin, tanınmasında hayli mesafe kat ettiğimizi, gelişme sağladığımızı söyleyebiliriz. Evet söyleyebiliriz ama yetmez… İfade özgürlüğü, basın özgürlüğü, yargı bağımsızlığı gibi konularda da ilerleme sağlamak zorundayız. Artık demokratik standartlarımızın daha yükseğe taşınması ve demokrasi bilincimizin derinleşmesi ihtiyacı ile karşı karşıyayız.”

"BİZ ÇÖZÜMÜN GÜVENCESİYİZ"

Konuşmasında Gezi Parkı olaylarına da değinen TÜSİAD Başkanı Yılmaz, şu değerlendirmelerde bulundu:

“Aslında Gezi Parkı ile başlayarak gelişen katılımcı demokrasi talepleri çözüm sürecinin öngördüğü temel hak ve özgürlüklerle aynı başlık altında değerlendirilebilir. İnsan haklarını en değerli mürşit kılan İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirisi'nin birinci maddesi, İnsanlar, özgür ve eşit haklara sahip olarak doğar ve öyle yaşarlar' tespitini yapmakta, ikinci maddesi ise 'siyasi örgütlenmenin amacı, doğal ve dokunulmaz olan insan haklarını korumaktır' ilkesini getirmektedir. Bu çerçevede, Kürt meselesinin çözülmesi de demokrasi anlayışımızın çok daha özgürlükçü, katılımcı, bireysel haklara ve kimliklere saygılı bir derinlik kazanmasıyla mümkün olacaktır. Akan kanın durması büyük bir fırsat kapısı açmıştır. Bunu mutlaka değerlendirmek zorundayız. Bugün Cizre'de ilk adımlarını atmaya başladığımız bölgesel yatırım ve kalkınma hamlesinin müthiş bir ivme kazanacağını da hep birlikte göreceğiz. Türkiye refahı doğal kaynaklara dayanarak değil, mal ve hizmet üretimiyle, insani sermayesinin zenginliğiyle, yaratıcılığıyla, teknolojiyle ve yeni teknolojilerle haşır neşir yeni nesillerinin hamleleriyle yakalayacaktır. Bu hedefe varılması için kuşkusuz çok çalışmamız, dünyayla rekabet etmemiz, verimli olmamız gerekecektir. Bu konularda ülkenin batısının, doğusunun, kuzeyinin, güneyinin hepimizin, hep birlikte çok çalışması gerekecektir. Bunu becerirsek Güneydoğu Anadolu'daki bir zamanların görkemli merkezleri yeniden canlanacaktır. Hayat; sanat, felsefe ve estetikle zenginleşecektir. Çocuklarımız daha iyi, müreffeh ve özgür bir Türkiye'de ve barış içinde yaşayacaktır. Bizce bu hedef, bu hayal erişilmez değildir. Erişeceğimize de tüm kalbimle inanıyorum. Biz çözüme yatırım için buradayız, çözümün iktisadi paydaşıyız, üretim, yatırım, istihdam boyutlarının temsilcisiyiz. Biz çözümün güvencesiyiz."

Toplantıda söz alan iş adamları da bölge ile ilgili tavsiyelerini anlatarak, grup olarak yapacakları yatırımları açıkladı. Ardından Şırnak Baro Sosyal Tesisleri'nde verilen yemekle beraber program sona erdi.
CİHAN