WİKİLEAKS GİBİ
HAYALİ VURGUN ANKARA’YA UZANDI
GÜNEYDOĞU’DA BAŞLAYAN HAYALİ İHRACAT SORUŞTURMASI İSTANBUL’DAN SONRA TÜRKİYE’NİN KALBİ ANKARA’YA KADAR UZANDI!
MÜFETTİŞLER, RAPORLARINDA ‘GÜMRÜĞÜN BEYNİNDE FESAT VAR’ DEDİ.
RAPORA GÖRE, GÜMRÜK MÜSTEŞARLIĞI’NIN BİLGİSAYAR SİSTEMİ HİÇTE GÜVENİLİR DEĞİL!..
Değerli i okurlarım, sizlere bu hafta dünya kamuoyunda halen tartışılan ‘WİKİLEAKS’ skandalını da andıran çok önemli bir yazı yazacağım. Bu yazıyı yazarken de, sizlerin hoşgörü ve takdirlerinize sığınarak kendime de bir pay çıkartmak ve hiç olmazsa ‘Bravo’ demek istiyorum. Efendim bu köşede haftalarca okudunuz. İsterseniz neleri okuduğunuzun başlıklarını şöyle bir sıralayalım. ‘Halkalıda Büyük Skandal, Halkanın Şifreleri Çözülüyor, O Bürokrat Halkalı Ve Gandi Kemal, Halka Halka Vurgun, İşte Vurgunun Ayrıntıları, Halkalının Bombaları Patlıyor, Hayali İhracata Şifre Soruşturması, Gümrükte İstifa Şoku, Benim Gündemim Vurgun..’
Evet! Sizin de anladığınız gibi, Güneydoğu’daki bazı şirketlerin sahte ihracat rakamlarından ortaya çıkarılan ve ucu İstanbul Gümrüklerine kadar uzanan hayali ihracat olayından bahsediyorum. İşte bu olayda bugünlerde tam anlamıyla bir skandal yaşanıyor. Hem de ne skandal!! Sözü fazla uzatmadan gelin birlikte konuya dalalım.
Yolsuzluk olayının ardından Gümrüklerden Sorumlu Bakan Hayati Yazıcı müfettişlere talimat vererek, bu olayın bütün detaylarının göz önüne konulmasını istemişti. İşte o müfettişler, başta sayın bakan olmak üzere ilgili kişilere soruşturma raporlarını sundu. E tabii Aykut kulunuz da geri kalacak değil ya o da ucundan kıyısından bu rapora ulaştı. Ne mi diyor rapor neler demiyor ki..
Müsteşarlık Teftiş Kurulu Müfettişleri, 2010 yılının başlarında milyonlarca dolarlık hayali ihracat yapıldığının tespit edilmesi üzerine hazırladıkları raporda çarpıcı bilgilere yer veriyor. Müfettişler raporda üzerine basa basa gümrüklerde kullanılan bilgisayar sisteminde yer alan (BİLGE VE EDI) sistemlerinin ihale aşamasında birçok usulsüzlük yapıldığını; ihaleye fesat karıştırıldığını dolayısıyla hazinenin yüklü miktarda zarara uğratıldığını belirtiyor. Bununla da kalmıyor devletin müfettişleri, birçok kamu kurum ve kuruluşları açısından çok önemli bir konuma sahip olan Gümrük Müsteşarlığı’nın güvenliğinin tehlikede olduğunu belirtiyor. Teftiş Kurulu müfettişleri raporlarında, tüm gümrük işlemlerinin yapıldığı sistemin güvenliğinin sağlanamadığını belirtiyor.
Suç duyurusunda bulunulmalı!!
Raporun sonuç bölümü ise, skandalın ne kadar büyük olduğunu gösterir nitelikte. Çünkü bu bölümde müfettişler Gümrük Müsteşarlığı’nın beyni olan BİLGE- EDI sisteminin sorumluları ve ihale aşamasında görevli üst düzey bazı bürokratlar hakkında ilgili Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunulması gerektiğinin altını çiziyor.
Teftiş Kurulu müfettişleri bu isimlerin ise, N.Ö. H.L. ve T.E. adlı kişiler olduğunu da açıkça yazıyor raporlarına.. Kısacası hayali ihracatçı yani vurguncu hatta yetim hakkı yiyen namussuzlar bir gümrük memurunu da yanına alarak devletin çok önemli bir kurumunun bilgisayar ağında adeta at oynatıyor. Ne diyeyim ki pes demekten başka?
‘BİR SKANDAL DA BENDEN’
Durun daha bitmedi bu skandalla ilgili yazacaklarım. Bakın yaptığım araştırmalar sonucunda, olayın devamı niteliğinde bir skandalı da ben ortaya çıkartayım. Araştırmalarım sonucu bakın ne buldum. Bu vurgun öncesi meğerse müsteşarlığın bilgisayar sistemi ile ilgili bir araştırma-soruşturma yapılmış. Soruşturmayı yapan kişi de kulağıma gelen bilgilere göre halen bir ABD şirketinde çalışıyor. Bu kişinin adı Gümrük Müsteşarlığı Teftiş Kurulu Başkanlığı eski Başmüfettişi Abdurrahman Demir. Demir o yıllarda hazırladığı raporda, sistemin sakıncaları olduğunu ve güvenirliliğinin sorgulanabilir olduğunu belirtmiş. Ama gelin görün ki, iddiaya göre o dönemin Teftiş Kurulu Başkanı Erdener Demirağ raporu kabul etmemiş. Buyurun buradan yakın. Günahı boynuna.. Eğer vurgun o dönemde yazılan rapor sayesinde önlenecekse bu suçun cezası en kısa sürede verilmeli diye düşünüyorum.
YAZARIN NOTU 1:
Sevgili okurlarım, anlaşılan bu vurgunlarla ilgili daha büyük skandallar da ortaya çıkacak. Tıpkı, Teftiş Kurulu Başkanlığı eski başmüfettişi Abdurrahman Demir’in göz ardı edilmiş gibi gözüken raporu gibi. Unutmadan şunu söyleyeyim. BU RAPORUN PEŞİNDEYİM.. Kısa süre sonra inşallah bu raporu tüm kamuoyunun bilgisine sunup takdiri de size bırakacağım.
YAZARIN NOTU 2:
İstanbul’da ithalat ve ihracatla uğraşan, Türkiye’nin de yakından tanıdığı bir elektronik şirketinin yönetim kurulu başkanının gümrükteki marifetlerini de en kısa sürede bu sütunlarda sizlerle paylaşacağım.