Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri çerçevesinde düzenlenen programa katılmak üzere geldiği Konya Anemon Otel'de, girişte, gazetecilerin gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı.
Gazetecilerin, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığının (TİB) dinlemelere ilişkin soruşturmasıyla ilgili sorusu üzerine Arınç, konuşmasına, tüm kadınların Dünya Kadınlar Günü'nü kutlayarak başladı.
"Dinlemeler konusu çılgınca başını almış gidiyor" diyen Arınç, şunları kaydetti:
"Maalesef bu konuda TİB'de yapılan incelemeler sonucunda, binlerce insanının gerekli gereksiz dinlendiği ve bunlara ait kayıtların da muhafaza edildiği yönündedir. Artık binler, on binler konuşulmaktadır. Bunlar Türkiye için yüz kızartıcı suçlamalardır. Ümit ediyorum ki bu kanunsuz dinlemeleri yapanların ve bunları belirli maksatlarla kullananların mutlaka bir karşılık bulmaları gerekir. Yapılan incelemeler sonuçlandığında, şüphesiz adli yargıyı ilgilendirenler de ortaya çıkacak ve bunların mesulleri de yargı önünde hesap vereceklerdir."
İlker Başbuğ'un tahliye edilmesi
Arınç, bir gazetecinin "Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'un tahliye edilmesiyle ilgili olarak ne söylemek istersiniz?" yönündeki sorusu üzerine, Anayasa Mahkemesi'nin bireysel başvuru üzerine verdiği kararı olumlu bulduğunu söyledi.
Mahkemelerin de bu karar üzerine 2,5 yıla yaklaşan tutukluluğu dikkate alarak tahliye kararı verdiğini ifade eden Arınç, şunları kaydetti:
"Esasen bildiğiniz gibi aynı gün de özel yetkili mahkemeleri kaldıran kanun tasarımız, Cumhurbaşkanı tarafından imzalanarak yürürlüğe girdi. Eski Genelkurmay Başkanına 'geçmiş olsun' diyorum. Biz esasen uzun tutukluluğa her zaman karşı çıktık. Özellikle siyasi suçlarda uzun tutukluluğun bir cezaya dönüşmemesi gerektiğini ifade ettik. Bu tahliye kararını da olumlu bulduğumu ifade etmeliyim. Esasen Sayın Başbakanımız da tüm siyasetçiler de Sayın Başbuğ'u arayarak geçmiş olsun dileklerinde bulundular."
Arınç, özel yetkili mahkemelerde, tutukluluk süresini 5 yılla sınırlandıran bir maddenin de kabul edildiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Daha önce bu konudaki görüşlerimi ifade ederken genel düzenleme yapılması halinde bu 5 yıl tutukluluk süresinin tüm suçlar için uygulanması gerektiğini söylemiştim. Bu bazen de tepkilere yol açabiliyor. Çünkü bildiğiniz gibi dün gece geç saatlerde de Malatya'daki Zirve Davası sanıkları tahliye edildi. Yani adi suçlar, cinayetten suçlanan kişiler de bu 5 yıllık sürece takıldıkları zaman, onlar da tahliye edilecekler. Bildiğiniz gibi 2012 yılı sonunda da tutukluluk süresini dolduranlar tahliye edildiğinde 'Hizbullah sanıkları da tahliye olmuştu' diyerek tepki gösterilmişti. Tabii Malatya'da yaşanan acı bir olaydır, feci bir olaydır ama 5 yıldan bu yana maalesef dava sonuçlanmamış ve kanun da yürürlüğe girdiği için sanıyorum 5 tane tutuklu tahliye edilmiştir.
Bu kanunların genel hükümler içermesi sebebiyle her tür suçluyu da içerisine alması tabii hukukun da bir gereğidir. Dolayısıyla burada yapılacak şey; bazılarına tepki gösterip, bazılarını alkışlamak yerine, adaletin hızlandırılmasıdır, mahkemelerin süratli karar vermesidir. 5 yıl oluyor hala mahkeme kararı vermiyorsa tutuklu bulunan kişilerin de tahliye edilmesi gerekecektir. Maşeri vicdandaki tepkileri önlemenin en güzel yolu, evrensel hukuk prensiplerine sahip çıkmaktır. O da adaletin hızlandırılması, yargılamaların süratle sonuçlandırılmasıdır."