MİNİK KUŞ, ÇERKEZKÖY’E DADANDI!
‘YOL’LUK HAL YOLUNA SOKULMALI!..
-İZMİR GÜMRÜKLERİ’NDE İHALE SKANDALI İDDİASI-
ALTUNYALDIZ’I BEKLEYEN ZOR GÖREVLER
Etki Haber’in beyni Ankara’daki merkezimiz SİMER Gazetecilik Limitet Şirketi’nin zili acımasızca çalıyor. Belli ki zili çalanın ya bir derdi var ya da anlatacak birçok şeyi. ‘Kimdir bu?’ diyerek kapıyı açmamızla birlikte tanıdık bir simada ortada beliriveriyor. Kapıyı aralamamızla birlikte, bizim minik kuş Japonların o ünlü kamikaze uçakları gibi dalıveriyor içeriye.. Ama ne dalmak! Minik kuşu zapt edene aşk olsun!!
Uçup duruyor o odadan bu o odaya.. Kendisini sakinleştirmeye çalışıyoruz ama nafile. Biraz vakit geçtikten sonra, önce bir su istiyor sonra da acı bir Türk kahvesi. Belli ki minik kuş uzaklardan gelmiş ve üstelik söyleyeceği çok şey var. Zor da olsa, sevgili kuşu sakinleştirdikten sonra başlıyor anlatmaya.. Minik kuşun anlattıkları aslında yabancı olduğunuz konular değil! Şu bizim meşhurrrrrr ‘YOL’luk hikâyesi. ‘Yediler bitirdiler gümrüğü bu ‘YOL’lukçular’ diyor minik kuş. ‘Hele bir tanesi var’ diyor ‘SU’lar seller gibi aldı başını gidiyor’ diyor. Haaaa diyor ‘o kişi artık yalnız gümrükçülükte yapmıyor artık işadamlığına soyundu’ diyor.
Ve ardından soluklanmış; biraz da dinlenmiş bir şekilde başlıyor anlatmaya minik kuş.
İstanbul Çerkezköy Gümrüğü’nden söz ediyorum. Bu gümrüğümüzün bazı yetkilileri öyle bir gümrük uygulaması yapıyor ki, İstanbul bu uygulamayı konuşuyor. Tabii bunlar iddia ama doğruysa gerçekten çok vahim. Buradaki bir yetkili, gümrüğe gelen çok çeşitli eşya ithalatlarında basitleştirilmiş gümrük uygulaması yani “SUPALAN” işlemini uyguluyor. Ama bunun bazı sıkıntıları da beraberinde getirdiğinden sıksa bahsediliyor. Yaptığım araştırmalarda, bu tip işlemlerin özelliği olan bir takım mal ithalatında olabileceği yani çabuk bozulabilen ürünler gibi eşyalara uygulanabileceği Gümrük Kanunu’nun ilgili maddesinde de yer aldığı gözüküyor. Peki! Ya bu işlem diğer Gümrük Kanunu’nun ilgili maddesinde yer almayan mallar için kullanılıyorsa? O zaman yandı gülüm keten helva.
Hem gümrükçü hem sucu iddiası
Minik kuş iddialara konu olan kişinin konumunun da, camia içerisinde çokça tartışıldığını belirtiyor. Bana göre de, haksız değil hani.Gümrük müdür vekilliği yapan bir kişinin kadrosunun gümrük ve muhafaza başmüdür yardımcısı olmasına rağmen müdürlüğe vekâlet etmesi ne kadar etiktir bu da tartışılır tabiî ki!
Ama minik kuşun anlattıkları bana ister istemez rahmetli büyük sinema oyuncusu Kemal Sunal’ın ‘BEKÇİLER KRALI’ filmini anımsatıyor! Kemal Sunal bu filmde, bir bakanın yeğeni zannedilen bekçi rolünü oynuyor. Filmi izleyenler mutlaka görmüştür. Filmde bir sahne var. ‘Bakanın yeğeni niye bekçilik yapar’ diye filmdeki diğer karakterler tartışır. Bu soruya cevap ise, ‘bekçiliği çok sevdiğinden olsa gerek’ olarak belirtilir. Herhalde bu müdür de, başmüdür yardımcılığından alt görev olan müdürlüğü çok seviyor olmalı!.. Ayrıca bu müdürün, bir de yakınlarının üzerine kayıtlı olan su dağıtım işi yapan bir firması olduğu ve de gümrükte iş yapan kişilere satış yaptığı da yine iddialar arasında.. Doğru mu? Değil mi? Herhalde birileri ilgilenir tabii bu şimdilik bizim minik kuşun iddiası.
Çerkezköy’den telefon var!!
Çerkezköy’deki bu iddianın hemen ardından, bir de yine bu gümrüğümüzle ilgili olarak bizzat bir telefon aldım. Konu malum ‘YOL’luk. Arayan okurum aynen şunu söylüyor; Yollukla ilgili olarak başmüdürlüğe gönderilmek üzere bir dilekçe verdiğini, kendisine cevap verilmesini beklerken çalıştığı müdürlükten tarafına “Bu durumu niye başmüdürlüğe bildirdin?” şeklinde uyarı geldiğini; daha sonra ise bir miktar yolluğun hesabına yatırıldığını anlatmaktadır. Bakın tekrar uyarıyorum. Şu yazdığım olay çok önemli, çok vahim ve çok düşündürücü. Bir çalışan ‘ben niye yolluk almıyorum?’ diye şikâyet ediverince, yolluğu hesabına yatıveriyor. Daha ne diyeyim, ne yazayım size ey ULUS’TAKİ KOCA GÖKDELENİN SAKİNLERİ.
İzmir’de iddiaların ardı arkası kesilmiyor!!
İzmir’deki ‘YOL’luk iddialarının ise, bir türlü ardı arkası kesilmiyor. Ege’nin incisi bu kentimizden yorumlar gönderen bir okuyucum, yalnız ‘YOL’luk olayı ile ilgili değil, İzmir’deki bazı gelişmelerle ilgili de bizi bilgi sahibi yapıyor. Bakın hangi iddiaları gündeme getiriyor sayın okuyucum:
‘ALİAĞA’DAKİ İHALE’
Aliağa Gümrüğü ve yemekhanesi neden ihalesiz ve kime (ilk açıldığından bu güne kadar) verildi; yakacağı, elektriği neden gümrük faturaları olarak Aliağa’da ki firmalara faturalandırıldı? Kısacası bertaraf edildi ve karşılandı. Gümrüğün her şeyi ile ilgilenen Demir Çelik sorumlusu (?) kardeşlerle beraber firmaları gümrüğün faturaları adı altında soydu ve onlarla ortak lokanta açtı! Yolluklar elden nasıl veriliyor; müdür yardımcıları ve müdürler her havale ettikleri evrak için neden yolluk yazdırıyor kendine? Dediğim gibi, İzmir’deki iddialar çok vahim ve acilen araştırılmalı..
‘YOL’luk hal yoluna sokulmalı!..
Gümrük ve Ticaret Bakanlığı Müsteşarı Ziya Altunyaldız’ı ve yeni atanan üst düzey bürokratları, gerçekten çok zor görevler bekliyor. Başta ‘YOL’luk meselesi, özellikle de İstanbul çok baş ağrıtacak durumda.. Bu kurumu zor durumda bırakacak yolluk meselesine biran önce el atılması kaçınılmaz. Zaten teşkilatta yıllardır süregelen gümrük muhafaza ayrımına da bir son verilmesinin artık zamanı geldi de geçiyor bile..
PENCERE yalnız bir bakanlığın sorunu değil!!
Bu günlerde, Gümrük ve Ticaret Bakanı Sayın Hayati Yazıcı, Müsteşar Ziya Altunyaldız ve üst düzey bürokratlar İstanbul’u üst tuttu.
Bakan Yazıcı, 17 Kasım 2011 günü NTV’de katıldığı bir televizyon programında, sürenin azlığına rağmen birçok konuda kamuoyunu aydınlatmaya çalıştı. Söylediklerinin en önemli kısmı ise, gümrüklerde iş yapan kişilerin işlerini uzunca bir sürede halletmelerinin tek sorumlusunun sadece gümrükler olmadığını; Tarım Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı’nı ilgilendiren işlemlerden dolayı ve diğer kurumlardan kaynaklandığını; bunu yeni dönemde artık PENCERE sistemi ile çözeceklerinin de sözünü verdi. Tabii bunu en iyi şartlarda bir yılda olabileceğini de sözlerine ekledi.Hayırlısı bakalım.
Yeni haftanın size, başta sağlık ve şans getirmesi dileğiyle.. Yeni yazımda görüşmek üzere esen kalın!
Yazarımız Aykut Onur KALAYCI’ya, aykutonurkalayci@gmail.com mail adresinden ve 0312-473-66-08 nolu faks numarasından ulaşabilirsiniz!!