YSKya: Adil davranacaksın!

Sarıyer'de CHP'nin seçime girmesine izin veren YSK'yı eleştiren Erdoğan: Uşak'ta farklı karar verdin. Adil davranacaksınız adil. Oradaki koalisyonların ne olduğunu da biliyoruz!

Başbakan dün Afyonkarahisar ve Kütahya'da katıldığı açılış ve temel atma törenlerinde konuştu. Erdoğan şu mesajları verdi:
İSTİKAMETİ MİLLET BELİRLER: Bu ülkenin istikametini siz belirleyeceksiniz, bu ülkeyi siz yöneteceksiniz. Bu ülkenin rotasını siz çizeceksiniz. Manşetler, işveren çevreleri, paralel örgütler, mafya, cunta ve çeteler değil, bu ülkeyi siz yöneteceksiniz.
TUZAK BİZE DE KURULDU: Yıllardır milleti hiçe sayan, milletin kararına itibar etmeyenler şu anda ittifak yaptılar milletin iradesini gasp etmenin mücadelesini veriyorlar. Türkiye'de Gezi olaylarından bu yana başlayan tartışma Türkiye'yi kim yönetecek tartışması. Kimse kusura bakmasın biz bu emaneti kimseye vermeyiz. Milletin yetkisine, iradesine çalmaya çalışanlara asla göz yummayız. Bunlar 54 yıl önce merhum Menderes'e ne yaptılarsa, hangi tuzakları kurdularsa, hangi senaryoları yazdılarsa şu anda bize aynısını yapıyorlar. Manşetlere bakın, 54 yıl önce atılan manşetlerle aynı. Menderes'e örtülü ödenekten dava açtılar aynı şeyi bize yapmak istiyorlar ama benim milletim bunu yutmuyor artık.
ZALİMLER ZULÜMLERİYLE ANILIR: Çirkin iftiralarla Menderes'in milletin gözünden düşürmek için her türlü iftirayı attılar. Tutmadı ipe götürdüler. Adnan Menderes, Hasan Polatkan, Fatin Rüştü Zorlu bugün var. Onları bugün millet hatırlıyor. Onları idam edenler var mı? Onları kimse hatırlamıyor. Zalimler hiçbir zaman kalıcı olmaz. Zalimler her zaman zulümleri ile anılır.
CİBİLLİYETİ BOZUK: Bazı uluslararası medya var. Yozgat'taki mitingde kalabalık için Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'nı protesto etmek için toplandılar diye yayın yaptılar. Bunların cibilliyeti bozuk. Bunlarda dürüstlük diye bir şey yok. Medyayı bugüne kadar böyle kullandılar. Bunların bizde uzantıları var. Eğer yüreğiniz varsa, mertseniz şu gerçekleri ortaya aynen yansıtın öyle bir yerlerden kontrolle oynamak suretiyle bunlar değiştiremezsiniz.
MHP'NİN BAŞINDAKİ ZAT RAHATSIZ OLDU: MHP'nin başındaki zat rahatsız olmuş. Söyledim ya 'çoluk çocuk nedir bunun kadrini bilmez' dedim. Ondan sonra bana kalkıyor, başka yerden örnek veriyor. Gazi Mustafa Kemal'i veriyor. Gazi Mustafa Kemal, çoluk sahibi olmuştu da çocuk sahibi olmamıştı. Onu da git iyi öğren. O nasip meselesi ayrı bir şey. Evlenmemiş de olabilirsin ayrı bir mesele. Ama sen ailenin kadrü kıymetini bilmezsin. Sen laf milliyetçisisin, laf. 3.5 yıl başbakan yardımcılığı yaptın, ne yaptın onu söyle. İşte Sakarya, Düzce depreminde ne yaptınız onu söyleyin. Onların çürüklerini biz topladık.
YSK'NIN CHP KARARINA TEPKİ: YSK, CHP'nin Sarıyer'de seçime girmesi için karar verdi. Ben buradan YSK'ya sesleniyorum, geçen seçimlerde Uşak'ta başka bir partiyi seçimlere sokmadın. Şimdi bunu nasıl yapıyorsun? Sizler yargının içinden gelen insanlarsınız. Adil davranacaksınız adil. Davranmadığınız sürece bu halk ve tarih hiçbir zaman sizleri affetmez. Oradaki koalisyonların ne olduğunu biliyoruz. Bu seçimlere gölge düşürmeye kimsenin hakkı yok.
17 ARALIK'TA DÜĞMEYE BASTILAR: 17 Aralık'ta farklı bir tuzakla yeniden düğmeye bastılar. Seçilmiş bir hükümeti yargı darbesi ile hukuksuzlukla görevden uzaklaştırmaya çalıştılar. Yeni büyük Türkiye hedeflerini, ekonomiyi hedef aldılar. Başaramadılar. 30 Mart'ta bunlara gereken dersi vereceğiz. Onun için durmak yok yola devam.
TUZLUK GİBİ SESLERİ ÇIKMAZ: Ses kayıtlarında çıktı ya, tuzluk... Yani nereye koyarsan orada durur. Tuzluk gibi bunların sesi çıkmaz. İradeleri yoktur, talimat alır, öyle hareket ederler. 17 Aralık darbesi eğer başarıya ulaşsaydı, eğer biz dik durmasaydık bu tuzluklar gidecek, yeni bir parti kuracak ya da AK Parti'yi bölecek, Türkiye'yi istedikleri gibi tanzim edeceklerdi. İşte buna izin vermedik. Bu süreçte ak ile kara ortaya çıktı.
İHANET İÇİNDELER: Arap medyasında, ABD'de, AB'de de sistemli olarak kendi ülkeleri hakkında kara haber çıkarmaya çalışıyorlar. Biz bunlara hain dediğimizde ise bize kızıyorlar. Türkiye'yi teröre destek veren ülke olarak göstermek ihanet değil de nedir?
CHP, SAİD NURSİ KİTAPLARINI YASAKLADI: 1940'larda işi sadece kitap yazmak olan fikir söyleme olan Said Nursi'yi Afyonkarahisar cezaevinde mahkûm ettiler, zehirleyerek, dondurarak öldürmek istediler. Kaçabilirdi. Kaçmadı. İşte bu CHP, Said Nursi'yi hapse atan, kitaplarını yasaklayan partidir. İşte belgesi. Said Nursi'nin kitaplarının yasaklandığına dair Bakanlar Kurulu kararı. Altında Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'nün imzası var.
CHP İLE PARALEL YAPI KOL KOLA: Şimdi bu CHP ile Said Nursi'nin izinden gittiğini söyleyen bu paralel örgüt yanyana kol kola beraber yürüyorlar. Said Nursi'nin kemikleri sızlıyor. Bu paralel yapı işadamlarını, bürokratları, siyasetçileri tehdit ediyor. CHP gidiyor, işbirliği yapıyor. MHP bu oyuna geliyor.
TESPİHLERİ DE İADE EDERİM: Sizlere bu ülkede verdiğim hizmeti nereye koyacaksınız? Sizin başınızdaki liderinizin bana göndermiş olduğu methiye dolu kitapları nereye koyacaksınız? İşadamlarına tespihler gönderdiği gibi bana gönderdiği tespihleri de iade etmemi bekliyorsanız, kısa zamanda onları da iade ederim.
AVUCUNUZU YALARSINIZ: Emniyet, yargı içindeki çeteler binlerce kişiyi dinlemiş, takip etmiş, bilgileri depolamışlar. Bizi suçlarsanız bu kayıtları internete veririz diye tehdit ediyorlar CHP bu tehdide boyun ediyor. Çanak tutuyor. MHP bu tehdide teslim oluyor. Ses kayıtlarıyla bu milleti teslim alamayacaksınız. Başbakan ile ilgili birşeyler düşünüyorsanız, arıyorsanız avucunuzu yalarsınız. Ne yaparlarsa yapsınlar bu tehditlere boyun eğmeyeceğiz. Yalancının mumu yatsıya kadar yanar, sizin ki yatsıya kadar bile yanmayacak. 30 Mart'ta bu millet sizin işinizi bitirecek bunu göreceksiniz. 30 Mart'ta yeni bir istiklal mücadelesinin zaferine hep birlikte ulaşacağız.

'Ablalar beddua ettiriyor'
"Yozgat'taki mitingde 8 kız öğrencimiz yanımıza geldi, 'Geceleri ablalar kaldırıp size beddua yaptırıyorlar. Sizinle ilgili dezenformasyon bilgiler aktarıyorlar' dediler. Biz inanmıyoruz ama ailelerimize yalan haber yollayarak bizi karalamalarından korkuyoruz. Böyle bir yaklaşım olabilir mi? Bunun vicdani, İslami bir yanı olabilir mi?" (SABAH)