Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta'nın da katıldığı toplantıda yaptığı konuşmada Erdoğan, iki ülke ve halkları arasında her geçen gün güçlenen dostluk ile iş birliği ilişkilerinin ekonomik alanda da hakkettiği düzeye ulaşmasını istediklerini söyledi.
Erdoğan, ziyaretinde, Türkiye'nin önde gelen iş adamlarının kendisine eşlik ettiğini anımsatarak, "Kenya ile ilişkilerimize verdiğimiz önemin bir göstergesi olan ziyaretimin her iki ülke açısından da hayırlı olmasını diliyorum" ifadesini kullandı.
"GÜVEN OLMAYINCA İSTİKRAR OLMAZ"
Ekonomik ve ticari ilişkilerin sağlam bir zeminde ilerlemesinin başlıca şartının istikrar olduğuna dikkati çeken Erdoğan, "Yola çıkarken biz dedik ki, 'İki önemli, sır kavram var. Bunun bir tanesi istikrardır, bir tanesi de güvendir.' Güven olmadığı zaman istikrar olmaz. Bu iki kavramı yakalayamadığınız sürece de iş adamının yatırım yapması söz konusu olmaz. Ama bunlar olursa o zaman iş adamı rahatlıkla yatırımını yapar." diye konuştu.
Erdoğan, Türkiye ve Kenya'nın, "kırılgan coğrafyalar"da yer almalarına rağmen istikrarlı yapılarıyla ön plana çıktığına işaret ederek, iki ülke arasında güçlü bir iş birliğiyle kısa zamanda önemli işler başarılacağına inandığını vurguladı.
"TÜRKİYE İLETİŞİM AĞLARININ MERKEZİ"
Küresel krizin etkilerinin henüz tam anlamıyla atlatılamadığı bu dönemde, ülkeler arası dayanışmaya, bölgesel iş birliği ve entegrasyona çok daha fazla ihtiyaç duyulduğunu bildiren Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu anlayışla bakıyorsunuz, üyesi olduğumuz G20 toplantılarında ve diğer uluslararası platformlarda kendi gündemimiz takip etmekle birlikte Afrika'nın da sesi olmaya gayret gösteriyoruz. Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarının kesişme noktasında bulunması Türkiye'yi jeopolitik açıdan dünyanın en stratejik ülkelerinden biri haline getiriyor. Türkiye, bu üç kıta arasındaki enerji, ulaştırma ve iletişim ağlarının merkezindedir. Benzer şekilde Kenya da bölgesinde stratejik konumuyla öne çıkıyor. İş adamlarımızın Türkiye ve Kenya'nın sahip oldukları avantajları en iyi şekilde değerlendireceğine inanıyorum. İlk etapta Türkiye ve Kenya'yı ticarette karşılıklı lojistik üsler olarak birbirine bağlamamız gerekiyor."
"BİZ IMF GİBİ DE DAVRANMAYIZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin 2001 krizinden aldığı dersler ve kararlılıkla uyguladığı ekonomik reformlar sayesinde bir süredir etkisini sürdüren küresel krizden en az etkilenen ülkeler arasında yer aldığının altını çizerek, şöyle dedi:
"Kenya'nın da 10 yılı aşkın süredir yılda ortalama yüzde 5 oranındaki büyüme oranını koruduğunu görüyoruz. Ekonomik reformlara, sınai dönüşüme, işsizlikle mücadeleye ve mali disipline yönelik çabalarınızı yakından takip ediyoruz. Hep mali krizle mücadele ve mali disiplin. Bu çok çok önemli. Tüm bu alanlarda ülkemizin bilgi ve tecrübelerini sizlerle paylaşmaya hazır olduğumuzu belirtmek istiyorum. Biz IMF gibi de davranmayız, hiç endişeniz olmasın, o konuda rahat olun."
"Dost ülke" olarak nitelendirdiği Kenya'nın ekonomik istikrar ve refahını Türkiye'nin istikrar ile refahından ayrı görmediklerini dile getiren Erdoğan, "Bu anlayışla her alanda daha yakın işbirliği içinde olmanın yollarını arıyoruz." dedi.
"TEŞVİK MEKANİZMASI HAYATA GEÇMELİ"
Erdoğan, ülkelerin sorunları arasında ilk sıralardaki işsizlikle mücadeleye yönelik en etkili yöntemlerden birinin yatırımların artırılması olduğuna vurgu yaparak, şu açıklamada bulundu:
"Bu konuda öncelikle görev elbette Kenyalı iş adamlarına düşüyor. Türkiye'de de Türk iş adamlarına düşüyor. Bununla birlikte yabancı yatırımcıların Kenya'da gerçekleştirecekleri doğrudan yatırımlar, istihdam konusunda önemli rahatlama sağlayacaktır. Türk iş adamlarını Kenya'daki yatırım fırsatlarını en etkin şekilde değerlendirmeye davet ediyorum. Doğu Afrika bölgesinin önemli bir merkezi olan Kenya hükümetinin de ülkeye gelecek Türk yatırımcılar için azami kolaylığı ve teşvik mekanizmasını da hayata geçireceğine inanıyorum."
"ÇİFTE VERGİNİN ÖNLENMESİ"
Kenya Cumhurbaşkanı Uhuru Kenyatta ile ikili ve heyetlerarası görüşmelerde özellikle üç konunun üzerinde durduklarını açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, bunlardan birinin çifte vergilendirmenin önlenmesi olduğunu belirtti.
Tercihli ticaret anlaşmasıyla ilgili konuyu da ele aldıklarını bildiren Erdoğan, "Bunu Sayın Başkan da hemen, süratle bunu bitirelim, çünkü ağustos ayında kendilerini davet ettim, Türkiye'de olacaklar ve o ziyarette de imzaları atalım dedik. İlgili bakanlar komiteleri oluşturdular ve tüm projeleri tek tek ele alıyorlar ve gerek 'PPP' gerekse 'BOT' sistemleriyle nasıl, neler yapabiliriz, bunlar görüşülecek, konuşulacak, ona göre ön hazırlıklar yapılıp ondan sonra da imzalar atılacak." değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin kişi başına milli gelirinin 3 bin 500 dolardan yaklaşık 10 bin dolara, hazır yatırımlarla yükselmediğini ifade eden Erdoğan, "Ya 'BOT' sistemini çalıştırdık, ya 'PPP' sistemini çalıştırdık. Ama bu neyle oldu? Eğer girişimci, yatırımcı o ülkenin yönetimine, siyasi iktidarına güveniyorsa inanıyorsa gelir orada bu sistemle yatırımını yapar. Bütün mesele budur. Onun için güvenli liman olmak şart. Ben Kenya'daki mevcut yönetimi bu noktada güvenli bir liman olarak gördüğümden dolayı Türk girişimcilere diyorum ki bu konuda sizler de adım atmaya hazırlanın. Kenya bu noktada önemli bir merkez, önemli bir stratejik alan ve bizim Afrika'daki stratejik ortaklarımızdan bir tanesi Kenya." diye konuştu.
Türkiye ve Kenya arasında 5 yıl önce 75 milyon dolar olan ticaret hacminin bugün 144 milyon dolara çıktığını belirten Erdoğan, bunu yeterli bulmadıklarını, yoğun bir çalışmayla ticaret hacminde 1 milyar dolar hedefinin yakalanması gerektiğini söyledi.
MARMARAY İLE ASYA'DAN AVRUPA'YA GEÇTİM' DEDİLER
"İkili ticaretimizi daha da geliştirmenin yollarını beraberce bulmamız gerekiyor." diyen Erdoğan, bu çerçevede Kenyalı iş adamlarını ürünlerini tanıtmak üzere Türkiye'ye davet etti. CumhurbaşkanıErdoğan, ağustos ayındaki ziyarette Kenyalı iş adamlarını da Türkiye'de görmek istediklerini belirtti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bugün Sayın Başkan ile ikili görüşmemizi yaparken 'MARMARAY ile Asya'dan Avrupa'ya geçtim' dediler. Bu tabii güzel bir şeydi. Söylemek başka bir şey ama yaşamak başka bir şey. Sayın Başkan şimdi onu yaşadı. 3 yıl içinde MARMARAY'dan 130 milyon insan geçti. Ama bunu 15 yıl önce söyleseydik herhalde Türk siyasetindeki muhalifler buna inanır mıydı, inanmazdı. Tabii geçmeyenler hala inanmıyor da geçenler de 'başka bir alemdeyiz herhalde' diyorlar. Şimdi üçüncü köprü bitiyor. 26 Ağustos'ta açılışını yapacağız. Ben bugün Sayın Başkan'a bir şey söyledim, '26 Ağustos'un hemen öncesinde, mesela 25 olabilir, 24 olabilir, Ankara'da resmi törenlerimizi yaparız. Ondan sonra İstanbul'da hem iş adamlarıyla toplantımızı yaparız, hem de üçüncü köprüyü, Yavuz Sultan Selim köprüsünü beraberce gezeriz' dedim. Çünkü onlar 'BOT' sistemiyle yapılmış yatırımlar olduğu için yerinde görmek çok daha farklı olacak. Bir de şu anda bizim dev eserimiz var, yaklaşık 12 milyar avro yatırımla 5 Türk firmasının konsorsiyumuyla bizim havalimanı yapılıyor. Dünyanın 1 numaralı havalimanı olacak. Yılda 150 milyon yolcu kapasiteli bir havalimanı, 200'e kadar da çıkabilecek. Bu havalimanı yapılıyor."
"BÜYÜK DÜŞÜNMEYE MECBURUZ"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, yaklaşık 1 ay önce son durumu yerinde görmek için inşaatı gezdiğini, inşaatın yüzde 25'inin tamamlandığını söyledi. İnşaatta yaklaşık 4 bin civarında araç çalıştığını anlatan Erdoğan, "15 bin kişi şu anda orada ekmek yiyor. Zaten büyük düşünmeye mecburuz. Biz de büyük düşüneceğiz, girişimciler de büyük düşünecek. Büyük düşünenler el ele verdiği zaman büyük neticeleri de alırız. Mesele bu. Eğer küçük düşünürseniz büyük işler başaramazsınız. 'Efendim burada risk var', risk olmayan ne var? Risk olmayan bir şey var mı?" ifadelerini kullandı.
Ekonomi eğitimi aldığını ve bir hocasının "Ekonomi risktir. Siyaset risktir. Ama şunu bilin ki hayat da risktir" diye nasihatta bulunduğunu anlatan Erdoğan, "Öyleyse riski yendiğiniz gün başarılısınız. Risk alarak adım atacağız. Şu şöyle demiş, bu böyle demiş bizi ilgilendirmez. Biz ne diyoruz o önemli." dedi.
AB ile ekonomik entegrasyonu tamamlamış Türkiye'nin dışa dönük kalkınma ve ihracata dayalı büyüme stratejisi izlediğini kaydedenErdoğan, Türkiye'de ithalat kısıtlamalarının kaldırıldığını, koruma uygulamalarının en aza indirildiğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin dış ticaret hacminin 350 milyar doların üzerinde olduğunu, ihraç mallarının yüzde 90'ının işlenmiş sanayi ürünlerinden oluştuğunu bildirdi.
Kenya'da çok iyi tanındığını öğrendiği Türkiye'nin tekstil ürünlerinin, önemli ihraç kalemleri arasında olduğunu ifade eden Erdoğan, Türkiye'nin demir çelik, dayanıklı ev aletleri, otomotiv yedek parçaları, deri ürünleri, kimyasallar ve medikal ürünler gibi diğer pek çok alanda da kaliteli ve fiyat avantajına sahip üretim yaptığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Karşılıklı ticaretimizin çok daha büyük potansiyele sahip olduğunu biliyorum. Bu potansiyeli tam anlamıyla kullanabildiğimiz takdirde dengeli ve her iki tarafın da yararına olacak bir ticari işbirliğine kavuşabileceğimize inanıyorum." diye konuştu.
Türk müteahhitlerin Kuzey Afrika, Rusya, Orta Doğu, Kafkaslar ve Orta Asya başta olmak üzere birçok coğrafyada büyük projeler yürüttüğünü aktaran Erdoğan, "Kalitesi ve ekonomikliğiyle dünyanın takdirini kazanan Türk müteahhitlik sektörü bugün 104 ülkede 300 milyar doların üzerinde iş hacmine ulaşmış durumda. Dünyanın en büyük 250 uluslararası müteahhidi listesinde 43 firmayla ikinci sırada bulunuyoruz. İmkan tanınması halinde müteahhitlerimizin Kenya'nın alt ve üst yapı gelişimine önemli katkılarda bulunacağından hiç şüphem yoktur." değerlendirmesini yaptı.
"BU TEKNİK KENYA'DA DA KULLANILABİLİR"
Türkiye'de 13 yılda sadece TOKİ ile 680 bin konut inşa edildiğini, en alt gelir grubundan üst gelir grubuna kadar hepsine yönelik konutlar yapıldığını belirten Erdoğan, hiç peşinatsız, yüzde 10, yüzde 25 peşinatla ve 24 yıl vadeyle konut verildiğini söyledi.
Kenya'da da kentsel dönüşüm, değişimin yapılacağı yerlerle ilgili bu tekniğin kullanılabileceğini dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:
"BEN YÜKSEK FAİZİN KARŞISINDAYIM, YÜKSEK FAİZLE YATIRIM OLMAZ"
"Burada finansal sektör Kenya'da bu konuda desteği vermesi halinde hükümetin, devletin çok daha başarılı netice alması mümkün. Ne yapacak? Banka bu işin kredisini tüketiciye verecek. Tüketici de ayda 100 dolar diyelim ki taksidi varsa bu taksidini ödeyecek. Bunun hükümete hiçbir yükü yok. Hükümet burada bir şeyi takip edecek, 'Türkiye'de konuştun ama burada da konuşuyorsun' demeyin, nedir o, ben yüksek faizin karşısındayım. Ben inanıyorum ki değerli dostum Uhuru da karşı. Çünkü yüksek faiz yatırımcıyı kaçırıyor. Yüksek faizle nasıl yatırım yapacak? Yüksek faiz olursa yatırım olmayacak, yatırım olmayınca istihdam olmayacak, istihdam olmadığı zaman netice olmayacak, büyüme olmayacak. Bunlar olmayınca da rekabet olmayacak. Nasıl gireceksin uluslararası rekabete? Şimdi bizde bakıyorsunuz yüzde 17 faiz var. Amerika'ya bakıyorsun 0,50, Japonya'ya bakıyorsun eksi. Onlar da ülke biz de ülkeyiz. Onlarda niye öyle de bizde böyle. Ama şimdi bizde yavaş yavaş bir şeyler olmaya başladı, inanıyorum ki Kenya'da da olacak. Olması lazım ki Kenya uçsun. Bu adımların atılması lazım."
Türkiye ile Kenya arasında, turizmin büyük işbirliği potansiyeli barındırdığına işaret eden Erdoğan, "Turizmde biz iyiyiz. Bütün birikimimizi Kenya ile paylaşırız. Çünkü inanıyorum ki Kenya'nın turizmde şu anda görülmeyen ama görülecek çok yerleri var. Yatırımlarıyla buraya gelebilecek turizm sektöründe olan yatırımcılarımız da olabilir." diye konuştu.
"TÜRK HAVA YOLLARI BURADAKİ FAALİYETLERİNİ KESİNTİSİZ OLARAK SÜRDÜRDÜ"
Erdoğan, turist sayılarını karşılıklı olarak artırmak için her iki ülkenin seyahat acenteleri ve Türk Hava Yolları'na çağrıda bulunarak, şunları söyledi:
"Bir defa turizm operatörleri dünyada, kusura bakmasınlar ama biraz insafı aşıyorlar. Onun için de turizmde adım atmak, güçlenmek isteyen ülkeler bence kendi operatörlerini üretmelidir. Eğer kendi turizm operatörlerini üretirlerse o zaman oraya turisti çekecektir. Mesela Doğu Afrika Birliği'nde şu anda bir dayanışma var, beş ülke. Türkiye bu beş ülkeyle iş yapabilir. Türk ve Kenyalı turistlerin beğeni ve alışkanlıklarına hitap edecek tur programları geliştirmek suretiyle bu alandaki iş birliğimizi kısa sürede çok daha ileriye taşıyabiliriz. Bazı ülkelerin Kenya'ya uçuşlarını durdurdukları ve seyahat uyarıları yayınladıkları dönemlerde dahi, işte neden, operatör meselesi, Türk Hava Yolları buradaki faaliyetlerini kesintisiz olarak sürdürdü. Türk Hava Yolları'nın güçlü varlığı ilişkilerimizi her alanda ve çok yönlü olarak geliştirme irademizin en somut göstergelerinden biridir."
Türkiye'nin her alanda, Afrika'nın kalkınması ve gelişmesi için uluslararası forumlarda desteğini artırmayı sürdüreceğinin altını çizen Erdoğan, Türkiye'nin G-20 dönem başkanlığını yürüttüğü sırada, enerjiye erişim konusunda Sahraaltı Afrika ülkelerine özel önem verdiğini vurguladı.
"Çok taraflı platformlarda Afrika'nın sesi olmak ve küresel yapılarda daha fazla temsil edilmesi için çaba göstermeye devam edeceğiz." diyen Erdoğan, Türkiye'nin insani yardımlar ve kalkınma yardımları alanında, 2014 yılındaki 6,4 milyarlık harcamasıyla milli gelirine oranla dünyada en çok kaynak kullanan ülke olduğuna dikkati çekti.
TİKA'nın, Kenya'da da kalkınma projeleri yürüttüğünü belirten Erdoğan, "Önümüzdeki yıllarda Afrikalı kardeşlerimizi desteklemek için yeni projeler hayata geçirmekte kararlıyız. Üçüncü bin yılın lokomotif kıtası haline geleceğine inandığımız Afrika'nın ileriye doğru attığı her adımı memnuniyetle karşılıyoruz. Türkiye olarak Afrikalı kardeşlerimizin refahı, güvenliği, istikrarı ve huzuru için her alanda üzerimize düşenleri yapacağız." değerlendirmesinde bulundu.
Ziyaretinin, iki ülkenin, ortak geleceğine olan güvenin bir işareti olarak görülmesi gerektiğini ifade eden Erdoğan, Türkiye-Kenya İş Forumu'nun iki ülkeye ve iş adamlarına hayırlı olmasını diledi. Erdoğan, sözlerini şöyle tamamladı:
"Şimdi ben salona bakıyorum, herhalde bu otelin en büyük salonu budur ama yeterli değil. Maşallah tıklım tıklım dolu. Şimdi burada patronlar var, bizim turizm girişiminde bulunanlarla mesela en az bin 500-2 bin kişinin aynı anda yemek yiyebileceği bir salonu olan ama çeşitli toplantıların da yapılabileceği, 50 kişilik salonların da olduğu bir oteli yapmak Kenya'yı sıçratır. Buradan tabii ben Türk iş adamlarına, turizm sektöründe olanlara sinyali vermiş oldum böylece. Hemen bu konuda görüşmeler yapılabilir." (Sabah)