ZAFER SÜNGÜNÜN UCUNDADIR
Görünüşte bir askeri çatışma olacakmış gibi gözükse de gerçekte ülkeler artık asker postalları ile işgal edilmiyor. Ülkeler iktisaden işgal ediliyor. Türkiye de, görüldüğü gibi iktisaden kuşatılmış durumda. Ülkenin gelir getiren mal varlıkları ile askeri tank palet fabrikası, limanlar, büyük oteller ve sair işletme kuruluşlarının ortaklık paylarının yabancı sermaye olduğu düşünüldüğünde, kuşatmanın sadece dışarıdan değil, kalenin içten de kuşatıldığını söylemem abartılı olmayacaktır.
Fırat’ın doğusuna operasyon yapacağız diye esip gürlüyoruz. Güvenli bölge deyip duruyoruz. 35-40 km. derinlik olacak diyoruz. ABD ile yapılan mutabakatta bölgenin genişliği-uzunluğu-derinliği hakkında Türk Dışişlerinden herhangi bir açıklama yapılmadığı halde ABD tarafından mutabakata varıldığı bildiriliyor.
NEDEN FIRATIN DOĞUSU?
Fırat Kalkanı harekâtının amacını hatırlayalım. PKK/PYD’nin Fırat’ın doğusundan arındırılması ve Türkiye’deki Suriyelilerin güvenli bir şekilde topraklarına dönmesinin sağlanması değil miydi? Bana göre Türkiye Münbiç’ten ders almalı ve en az üç defa ertelediği Fırat Kalkanı operasyonunu ABD ile masaya oturmadan başlatmalıydı. Türkiye ABD ile masaya oturunca cephede kazanacağı Suriye’yi bence masada kaybetti. Diğer bir deyişle Suriye’deki amacımızı diplomasi yoluyla kaybettik.
ABD Türkiye’ye ölümü gösterip sıtmaya razı etmeye çalışıyor. 40 km güvenli bölge yerine 15 km güvenli bölge istemesi ise sadece bir aldatmacadır. Kanaatimce 40 km derinliğe çoktan razı. Çünkü ABD’nin amacı Türkiye’yi ya da Türkiye’deki Suriyelileri korumak değil. 40 km’lik bir güvenli bölge yaratarak PKK/PYD’li teröristleri TSK’dan korumaktır. Binlerce tır silah ve mühimmatı PKK/PYD’ye veren ABD, bu teröristleri neden TSK’ya kırdırsın ki? ABD’nin görevi PKK/PYD’yi Türk Ordusundan korumak için güvenli bölgede TSK ile birlikte hareket etmek istemektedir.
HEDEF TÜRKİYE
Türkiye bence yanlış yapıyor. Türkiye’nin amacı güvenli bölgeye sahip olma olmamalıdır. Çünkü ABD güvenli bölgenin dışında en az 90 bin kişilik bir terörist ordusu kurdu. En az 60 bin kişilik ABD askerlerini de 40 km’lik güvenlik bölgenin dışında konuşlandırdı. Hedef Türkiye. Allah’tan yolda yürümesini bile beceremeyen bu teröristlerin bu silahları kullanma becerisinin olmadığı biliyoruz. Türkiye güvenli bölge oluşturulmadan önce ABD’nin Münbiç’teki verdiği sözleri tutmadığını ileri sürerek Fırat Kalkanı harekâtını hemen/şimdi/mutlaka başlatıp PKK/PYD terörist devletin kurulmasına izin vermemelidir. Güvenli bölge oluşturulursa Türkiye’nin 40 km. ötedeki komşusu kesinlikle PKK/PYD terörist devleti olacaktır.
Yirminci yüzyılı taradığımızda ABD’nin hiçbir kara savaşını kazanamadığını görürüz. Irak savaşında bile aşiretlerle günlerce uğraştı. ABD askerleri Türk askerleriyle kesinlikle karşı karşıya gelmek istemezler. Türk askeri ile çatışması NATO’nun çökmesi demektir. Batı ülkeleri zaten ABD politikasına sıcak bakmıyor. Binlerce kilometre öteden gelip Doğu Akdeniz’deki enerji yataklarına sahip çıkmasını istemiyorlar. Türkiye ile çatışması durumunda pentagonun ABD askerlerini ABD’ye götürecek tabut bulabileceğini zannetmiyorum. ABD durumu bildiği için Türkiye ile çatışmaktan ziyade, diplomasi yoluyla kazanç elde etmeye çalışmaktadır. Hatırlayalım lütfen. Ne demiştik. Tarih, kendisinden ders almayanlar için tekerrür eder. Kurtuluş savaşı sırasında kardeşçe yaşadığımız Ermenileri Türklere karşı kışkırtan tek ülke ABD idi. Kürt topluluklarını ise İngilizler ayaklandırmıştı. Kaleyi içeriden yıkmak istemişlerse de başarılı olamamışlardı. An itibariyle durum dünden farklı değil!
Biraz geriye dönüp 25-30 yıl öncesini hatırlayalım. Saddam’ın gazabına uğrayan kürtleri kurtarmak için Türkiye’yi oyuna getirip “Çekiç Güç” adıyla kuzey Irak’a giren ABD ve İngilizler, yardım malzemesi adı altında PKK’ya silah ve mühimmat yardımı yapmadılar mı? Teröristleri palazlatıp büyütmek için Mersin Limanından yardım malzemesi adı altında askeri kamuflaj elbiseleri ve sair malzeme ve ekipmanları sevk etmediler mi? Hatta daha da ileriye giderek üzerinde varış yeri “kürdistan” yazılı kargoları Mersin Limanına getirip kara yoluyla sevk etmek istemediler mi? Böyle bir adresin yeryüzünde mevcut olmadığını “Mersin Gümrük Müşavirleri Dernek Başkanı” olarak ben ilgililere duyurmuş ve sevkiyatı engellemiştim.
Şimdi ne oluyor? Çekiç güç benzeri bir oldubittiyle Türkiye karşı karşıya. ABD ile beraberce, kol kola girerek derinliği-uzunluğu-genişliği belli olmayan bir alanda güvenli bölge oluşturarak devriye gezmek, PKK/PYD devletinin Fırat’ın doğusunda ve Türkiye’den 40 km. uzaklıkta kurulmasına yardımcı olmak demektir. Güney sınırımıza on binlerce asker ve mühimmatı ABD askerleri ile devriye atmak için mi yığdık? ABD’nin aklına uyup hala Fırat’ın batısını temizleyemedik ki ABD’ye inanıp Fırat’ın doğusunu nasıl temizleyeceğiz?
Allah’tan Sayın Cumhurbaşkanının bir açıklaması benim korkularımı biraz aldı. Ne dedi Sayın Cumhurbaşkanı: “Ağustos ayı, bizim tarihimizde zaferler ayı olarak geçer. Ağustos'ta zaferler halkasına bir yenisini ekleyeceğiz”
Alparslan ne demişti: “Savaşı seviyorum çünkü sonunda zafer var”.
Tekeden süt sağılmaz, suda ateş yanmaz diyenlere bir çift sözüm var şimdi! İstanbul belediye seçimini kaybetmek beka sorunu değildir. Asıl beka sorunu Fırat’ın doğusudur. PKK/PYD ile birlikte Ortadoğu ABD’sinin terörist devleti kuruluyor. NATO toplantılarında alenen kürdistan haritası dağıtan ABD şimdi Türkiye’yi işgal etmeye hazırlanıyor. Neredesin Suda ateş yanmaz, tekeden süt sağılmaz diyenler! Asıl sorun Fırat’ın doğusudur.
İstanbul seçimini kaybetmek beka sorunu değildir. SUDA ATEŞ YAKMAYA, TEKEDEN SÜT SAĞMAYA ÇALIŞAN; ABD’YE KUYRUK SALLAYIP GÜVENLİ BÖLGEYİ BAHANE EDEN; PKK/PYD DEVLETİNİN OLUŞUMUNU GÖREMEYEN YA DA GÖRMEK İSTEMEYEN VE SÖZDE MİLLİYETÇİ GEÇİNİP MUHALEFETTE KALMAYI TERCİH EDENLER! Donalt Trump bir twit atmasın, ekonomik yaptırıma gitmesin diye bir söz mü aldık yoksa? Eğer durum böyleyse bunun Marshall yardımından ne farkı var? Aman Allah’ım. Ağzımdan yel alsın.