Zübeyde Kamalaktan Ankara Barosuna Tepki

Saadet Partisi(SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak'ın eşi avukat Zübeyde Kamalak, Ankara Adliyesi'nde görülen bir davaya başörtülü girdiği gerekçesiyle hâkim tarafından duruşmanın ertelenmesi ve sonrasında gelişen olaylarla ilgili meslektaşlarına tepki gös.

Saadet Partisi(SP) Genel Başkanı Mustafa Kamalak'ın eşi avukat Zübeyde Kamalak, Ankara Adliyesi'nde görülen bir davaya başörtülü girdiği gerekçesiyle hâkim tarafından duruşmanın ertelenmesi ve sonrasında gelişen olaylarla ilgili meslektaşlarına tepki gösterdi.

Avukat Zübeyde Kamalak, SP Zonguldak Kadın Kolları tarafından Talip Avcı Kültür Salonu’nda düzenlenen “Kadın ve Hukuk” konulu söyleşiye konuşmacı olarak katıldı.

Kopenhag Kriterleri'nde -kadına her türlü ayrımcılığın yasak olduğu- maddesini hatırlatan Kamalak, “Madem AB yasalarını aynen uygulayacağız? Başörtüsü yasağını neden kaldırmıyorsunuz? O da bunun içinde. Kadına karşı her türlü ayrımcılığın önlenmesi diye bir sözleşme var. Bunu neden kaldırmıyorsunuz? En son benim, eşimin ve oğlumun maruz kaldığı bir başörtüsü zorbalığı vardı. Duruşma esnasında bir hâkim, benim müvekkilime ‘başka bir avukatla kendini temsil ettir, başörtülü avukatla temsil ettiremezsin’ dedi ve 2 haftalık kesin süre verdi. Her türlü kıyafetle açık bir şekilde duruşmaya katılan arkadaşlarım var. Ben onlara itiraz etmiyorum, beni ilgilendirmez. Onlara hiç kimse bir şey demiyor. Ama benim şu başımdaki eşarp hepsine batıyor.” dedi.

ÖZGÜRLÜĞÜ SAVUNAN AVUKATLAR

Duruşmadan sonra avukatlarla yaşadıkları arbede hakkında konuşan Kamak, sözlerini şöyle sürdürdü: “Aynı gün Ankara Barosu’nun telefonuma gönderdiği mesajında, ‘Değerli meslektaşlarımız, hep birlikte şiddete son, acil demokrasi demek için bugün saat 12.00’de Adliye önünde basın açıklaması yapılacaktır. Tüm hak savunucularını demokrasiye, hukuk devletine, özgürlüklere ve insan haklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz’ yazıyordu. Biz de bu çağrı üzerine kapının önündeki bu avukat arkadaşlarımızın yanına gittik. Evet kadına karşı bir şiddetten söz ediyorsanız, bana karşı bir şiddette bulunuldu. Bakın cep telefonumuza gelen davette bütün hak savunucularını demokrasiye, hukuk devletine, özgürlüklere ve insan haklarına sahip çıkmaya çağırıyoruz diyorsunuz. Baro’daki arkadaşlarımıza ‘bunlar da özgürlük’ dedik. Hatırlarsanız genel başkanımızın konuşmasına bile izin vermediler, oğluma eşime ve bana saldırıda bulundular. Siz bu insanların çağrılarını, bu davranışlarını samimi buluyor musunuz? Bu insanlar gerçekten samimilerse bu açıklanmada benim de yanımda durmak zorundaydılar. Kendi meslektaşları olan bir avukata bir haksızlık yapılıyordu. Burada karşı durmak zorundaydılar. Durmadılar. Çünkü bunların demokrasisi, Amerikan’ın Irak’a götürdüğü demokrasi gibi bir demokrasidir.”

CİHAN