1. YAZARLAR

  2. Baki ŞİMŞEK

  3. SEVGİ OLMADAN BİLGELİK OLMAZ!
Baki ŞİMŞEK

Baki ŞİMŞEK

ETKİHABER
Yazarın Tüm Yazıları >

SEVGİ OLMADAN BİLGELİK OLMAZ!

A+A-

Sevgili dostum,

Sevginin şifası üzerine yaptığımız bu yolculukta, daha nice durağımız var. Farklı kültürlerin ve çağların birikimlerine göz atmaya devam edelim.

Kadim Çin'de, sevgi ve şefkat, Konfüçyüs öğretisinin merkezinde yer alırdı. "Analects" adlı eserde Konfüçyüs, "ren" (仁) kavramı üzerine yoğunlaşır. "Ren", insan sevgisi, iyilikseverlik, merhamet ve başkalarına saygı gibi erdemleri kapsayan geniş bir kavramdır. Konfüçyüs'e göre "ren", bilgeliğin ve erdemli bir yaşam sürmenin temel taşıdır. "Sevgi olmadan bilgelik olmaz" der. [13] Dolayısıyla, "Sevgi olmadan bilgelik olmaz" ifadesi, Konfüçyüs'ün "ren" kavramına ilişkin görüşlerinin basitleştirilmiş bir şekilde özetidir. Taoizm'de ise sevgi, evrensel yaşam enerjisi "qi" ile ilişkilendirilirdi. Qi'nin akışını dengelemek için sevgi ve merhamet esastı. [14]

Eski Hindistan'da, Ayurveda tıbbı sevgiyi önemser. Sushruta Samhita'da, bir hekimin önce sevgi ve şefkatle tedaviye başlaması gerektiği yazar. [15] Budizm'de ise "metta" adı verilen sevgi-şefkat meditasyonu, iyileşme için elzemdir. "Sevgi, tüm acıların çaresidir." [16] ifadesi, Buda'ya atfedilen bir özdeyiş olsa da, "Dhammapada" da dahil olmak üzere Pali Derlemesi'ndeki Buda'nın öğretilerini içeren metinlerde birebir bu şekilde yer almaz ancak öğretilerinin özünün ifadesi olarak değerlendirilir.

Kuzey Amerika yerlileri de sevginin gücüne inanırdı. Şaman geleneğinde, Dört Yön Ayini sırasında "sevgi okları" gönderilirdi. Bunlar, iyileşme ve huzur getiren manevi oklardı. [17] Lakota kabilesinde ise "wancantognaka" adı verilen sevgi dolu kalple iyileştirme ritüelleri yapılırdı. [18]

Modern araştırmalar da sevginin şifalı etkilerini doğruluyor. Örneğin, UCLA'den Dr. Naomi Eisenberger, sevgi ve şefkatin ağrı kesici etkisi olduğunu buldu. [19] Wisconsin Üniversitesi'nden Dr. Richard Davidson ise, sevgi ve merhamet meditasyonunun bağışıklığı güçlendirdiğini gösterdi. [20]

Sevgi, bitkiler aleminde de kendini gösterir. Japonya'da, pirinç tarlalarına sevgi mesajları verilmesinin verimi artırdığı tespit edildi. [21] Benzer şekilde, Brezilya'da, sevgi dolu müzikle yetiştirilen soya fasulyelerinin daha sağlıklı büyüdüğü gözlemlendi. [22]

İşte sevgili dostum, sevginin hikmetine dair bir nebze daha ışık tutabildiysem ne mutlu bana. Gerçek şu ki, sevgi öyle kadim ve köklü bir şifa kaynağı ki, onu tam olarak anlatmaya kelimeler kifayetsiz kalır.

Öyleyse bize düşen, bu ulvi duyguyu yaşamın her anına yaymak. Kendimize, birbirimize ve tüm canlılara sevgiyle davrandıkça, işte o zaman gerçek şifaya ulaşacağız. Dünya, ancak gönüllerimizdeki sevgiyle değişecek ve iyileşecek.

Sevginin ışığında yürümeye devam et can dostum. Biliyorum ki sen de bu ışığın taşıyıcısı ve koruyucusu olacaksın.

Sevgiyle ve muhabbetle kal.

Kaynakça:

[13] Konfüçyüs. (M.Ö. 5. yy). Analects.

[14] Lao Tzu. (M.Ö. 6. yy). Tao Te Ching.

[15] Sushruta. (M.Ö. 6. yy). Sushruta Samhita.

[16] Buddha. (M.Ö. 5. yy). Dhammapada.

[17] Meadows, K. (2002). Shamanic Experience: A Practical Guide to Shamanism for the New Millennium. Raven Publishing.

[18] Fire, L. & Erdoes, R. (1972). Lame Deer, Seeker of Visions. Simon & Schuster.

[19] Eisenberger, N. I. (2012). The pain of social disconnection: Examining the shared neural underpinnings of physical and social pain. Nature Reviews Neuroscience.

[20] Davidson, R. J., et al. (2003). Alterations in Brain and Immune Function Produced by Mindfulness Meditation. Psychosomatic Medicine.

[21] Emoto, M. (2004). The Hidden Messages in Water. Atria Books.

[22] Retallack, D. (1973). The Sound of Music and Plants. DeVorss & Co.

///////////////////////////////////////////////\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\

SEVGİ, EVRENSEL UYUMUN YANSIMASIDIR.

6. OTURUM (19.03.2024)

Sevgili gönüldaşım,

Sevginin iyileştirici gücü üzerine yaptığımız bu yolculukta, son olarak birkaç çarpıcı örneğe daha değinmek isterim.

Orta Çağ İslam dünyasında, tıp alanında önemli gelişmeler yaşandı. Ünlü hekim İbn-i Sina, "El-Kanun fi't-Tıb" adlı eserinde, hekimin hastaya sevgi ve şefkatle yaklaşması gerektiğini vurgular. Der ki: "Hekim, hastasını kendi çocuğu gibi görmelidir." [23] Yine Ebu Bekir Razi, tıbbi etik üzerine yazdığı "Ahlak'ut-Tabib"de, hekimin merhamet sahibi olması gerektiğini belirtir. [24]

 

Rönesans döneminde, ünlü anatomist Andreas Vesalius, tıp eğitiminde sevgi ve şefkatin önemini vurgular. Öğrencilerine, "Hastalarınızı kendi aileniz gibi görün" diye öğüt verir. [25] 19. yüzyılda ise Florence Nightingale, modern hemşireliğin temellerini atarken, sevgi dolu bakımın altını çizer. "Notlarım" adlı eserinin özetini, "Hastaya sevgiyle dokunmak, ilaçtan daha etkilidir." [26] şeklinde yorumlamak mümkündür.

 

20. yüzyılda, sevginin şifalı etkisi bilimsel olarak da kanıtlandı. Harvard'dan Dr. David McClelland, sevgi dolu ilişkilerin bağışıklık sistemini güçlendirdiğini gösterdi. [27] Ayrıca Dr. Larry Dossey, sevgi ve şefkatin uzaktan iyileştirme gücü olduğunu savundu. "Healing Words" kitabında, sevgi dolu düşünce ve duaların, fiziksel mesafeleri aştığını anlatır. [28]

 

Günümüzde ise sevgi, alternatif tıbbın da önemli bir bileşeni haline geldi. Örneğin Reiki, enerji şifacılığında sevgi akışını kullanır.  Reiki uygulayıcıları, evrensel yaşam enerjisini (ki) elleri aracılığıyla hastaya aktararak, bedenin enerji alanlarını dengelemeyi ve iyileşmeyi hızlandırmayı amaçlarlar. Bu süreçte sevgi ve şefkat enerjisi kullanmak, hem uygulayıcı hem de hasta için rahatlatıcı ve iyileştirici bir ortam yaratır. [29] Kalp merkezli terapi ise, kişinin kendine ve başkalarına sevgi duymasını sağlayarak iyileştirir. Kalp merkezli terapi ise, kişinin kendi içsel gücüne ve sevgisine yönelmesini sağlayarak dönüşüm ve iyileşme yaratmayı hedefler. Bu terapi yöntemi, sevgi ve şefkatin sadece başkalarına değil, öncelikle kendimize yöneltmemiz gereken bir duygu olduğunu vurgular. [30] Ancak, bu tür alternatif tıp uygulamalarının etkinliği konusunda bilimsel çalışmalar henüz net sonuçlar vermemiştir. Bu nedenle, bu yöntemlerin geleneksel tıbbi tedavilerin yerine değil, tamamlayıcısı olarak kullanılması önemlidir.

 

Sevgili can yoldaşım, işte böylece sevginin şifa veren hikmetine dair epey yol kat ettik. Umarım bu satırlar, sevginin değerini bir kez daha hatırlatmıştır sana.

 

Unutmayalım ki sevgi, sadece hastalıkları değil, hayatı da iyileştirir. Sevgiyle baktığımızda, dünya bambaşka bir yer olur. Gelin, yüreklerimizi bu en yüce duyguyla dolduralım. Birbirimize sevgiyle davranalım. Çünkü biliyoruz ki ancak sevgi kurtaracak dünyayı.

 

Sana sevginin rehberlik ettiği sağlıklı ve huzurlu bir yaşam diliyorum. Bilgeliğin ve merhametin daim üzerinde olsun.

 

Sevgi ve muhabbetle...

Kaynakça:

[23] Ibn Sina. (11. yy). El-Kanun fi't-Tıb.

[24] Rhazes. (10. yy). Ahlak'ut-Tabib.

[25] Vesalius, A. (1543). De Humani Corporis Fabrica.

[26] Nightingale, F. (1859). Notes on Nursing.

[27] McClelland, D. C., et al. (1980). The effect of power motivation on immune function. Journal of Human Stress.

[28] Dossey, L. (1993). Healing Words: The Power of Prayer and the Practice of Medicine. HarperCollins.

[29] Stein, D. (1995). Essential Reiki: A Complete Guide to an Ancient Healing Art. Crossing Press.

[30] Pearce, J. C. (2012). The Heart-Mind Matrix: How the Heart Can Teach the Mind New Ways to Think. Park Street Press.

////////////////////////////////////////////////////////////\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\\

SEVGİ BİRLEŞTİRİR, İYİLEŞTİRİR VE YÜCELTİR.

7. OTURUM (19.04.2024)

Sevgili gönül dostum,

 

Haklısın, sevgi selinde yol alırken, manevi boyutu es geçmemek gerek. Zira sevgi, tüm dinlerin ve inançların özünde var. Gelin, bu kutsal pınarlara da bir göz atalım.

 

İslam'da sevgi, Allah'ın en güzel sıfatlarından biri olarak kabul edilir. İslam inancında sevgi, Allah'ın (c.c.) en yüce ve güzel sıfatlarından biri olan "El-Vedud" ismine dayanır. Bu isim, sonsuz ve sınırsız bir sevgiyi ifade eder. Kuran-ı Kerim'de, "Allah, iyilik edenleri sever" (Bakara, 2/195) buyrulur. [31] Hz. Muhammed de (sav), "Birbirinizi sevmedikçe gerçek anlamda iman etmiş sayılmazsınız" der. (Müslim, İman, 93) [32] İslam'da sevgi, sadece Allah'a (c.c.) karşı duyulan bir duygu değildir. Aynı zamanda Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'e (s.a.v.), ailesine, Müslümanlara, tüm insanlığa ve yaratılmış her şeye karşı da beslenmesi gereken bir erdemdir.

 

Sevgi, İslam ahlakının temel taşlarından biridir ve insanların birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleyen önemli bir unsurdur.

 

Hristiyanlıkta ise sevgi, en yüce erdem olarak görülür. İncil'de, "Tanrı sevgidir" denir (1. Yuhanna, 4/8). [33] Hz. İsa, "Birbirinizi sevin. Benim sizi sevdiğim gibi siz de birbirinizi sevin" (Yuhanna, 13/34) diyerek sevgiyi öğütler. [34]

 

Hristiyanlıkta sevgi, sadece bir duygu değil, aynı zamanda Tanrı'nın buyrukları doğrultusunda gerçekleştirilen bir eylemdir.

 

Hristiyan inancına göre, Tanrı insanları koşulsuz bir şekilde sever ve insanlardan da birbirlerini aynı şekilde sevmelerini bekler. Sevgi, Hristiyan ahlakının temelini oluşturur ve insanların Tanrı'ya ve birbirlerine yaklaşma biçimlerini belirler.

 

Yahudilikte de sevgi, Tanrı'ya ve insana yöneliktir. Tevrat'ta, "Tanrın Rab'bi bütün yüreğinle, bütün canınla ve bütün gücünle seveceksin" (Tesniye, 6/5) emri vardır. [35] Yahudilik inancının temelini oluşturan en önemli emirlerden biridir. Bu emir, "Shema Yisrael" olarak bilinir ve Yahudilerin günlük dualarında da yer alır. Bir başka ayette ise, "Komşunu kendin gibi seveceksin" (Levililer, 19/18) buyrulur. [36]

 

"Komşunu kendin gibi seveceksin" emri insanlara karşı duyulması gereken sevgi ve saygıyı vurgular. Bu emir, Yahudi ahlakının temel taşlarından biridir ve insanların birbirleriyle olan ilişkilerini düzenleyen önemli bir ilkedir.

 

Yahudilik inancına göre, Tanrı insanları sevgiyle yaratmıştır ve insanlardan da birbirlerini ve Tanrı'yı aynı şekilde sevmelerini bekler. Sevgi, Yahudilik'te dini vecibeleri yerine getirmenin ve erdemli bir yaşam sürmenin temel motivasyonlarından biridir.

 

Budizm'de, her canlıya karşı sevgi ve şefkat esastır. Buda, "Nefreti sevgiyle yenmek gerek" der. [37] "Metta" olarak adlandırılan bu sevgi ve şefkat hali, Budist öğretilerinde önemli bir yere sahiptir. Bir Budist metninde şöyle yazar: "Nasıl ki bir anne, hayatı pahasına tek çocuğunu korursa, aynı şekilde tüm canlılara sınırsız bir sevgi beslemeli." (Metta Sutta) [38] Budist öğretisi, bu sevgi ve şefkat duygusunu geliştirerek, tüm canlılarla uyum içinde yaşamayı ve acıdan kurtuluşa ulaşmayı hedefler.

 

Hinduizm'de, sevgi tanrısal bir nitelik olarak görülür. Tanrı Krişna, Bhagavad Gita'da şöyle der: "Bana sevgiyle ibadet edeni kabul ederim." (9/29) [39] Sevgi dolu kalple yapılan her eylem, bir ibadet hükmündedir. "Bhakti" olarak adlandırılan Tanrı'ya olan sevgi ve adanmışlık, birçok Hindu mezhebinde merkezi bir yere sahiptir.

 

Bhagavad Gita'da Tanrı Krişna, Arjuna'ya "Bana sevgiyle ibadet edeni kabul ederim" (9/29) der. Bu ifade, Hinduizm'de sevginin önemini ve Tanrı'ya ulaşmanın yollarından birinin de sevgi dolu bir ibadet olduğunu gösterir.

 

Hinduizm'de sevgi, sadece Tanrı'ya karşı duyulan bir duygu değil, aynı zamanda tüm canlılara karşı beslenmesi gereken evrensel bir erdemdir. Sevgi dolu kalple yapılan her eylem, Tanrı'ya yapılan bir ibadet olarak kabul edilir ve insanların manevi gelişimlerine katkı sağlar.

 

Taoizm'de ise sevgi, evrensel birliğin anahtarıdır. Lao Tzu, "Sevgi kazanmak için sevgi ver" der. [40] Sevginin doğal akışına kendini bırakmak, Tao'nun yoludur.

 

Taoizm, daha çok doğal düzene uyum sağlamayı, zıtlıkların birliğini kavrayarak dengeyi  bulmayı  ve  yaşamı  olduğu  gibi  kabul  etmeyi  vurgular.  Sevgi, bu uyumu yakalamaya yardımcı olabilecek önemli bir erdemler arasındadır.

 

"Tao Te Ching"de, Lao Tzu doğal ve koşulsuz bir sevgi anlayışını yansıtır.  Bu sevgi  anlayışı,

çıkar  gözetmeksizin,  beklentisiz  ve  sahip  olma  isteksiz  bir  şekilde  verilen  ve  alınan  bir  enerjidir.

 

Sonuç olarak, Taoizm'de sevgi, evrensel uyumun bir yansıması olarak ele alınır ve yaşamın doğal akışına teslim olmanın bir parçasıdır.

 

Sevgili arkadaşım, işte böyle... Sevgi, tüm manevi yolların kalbinde yer alır. Dinler ve inançlar, farklı dillerde de olsa, aynı hakikati dile getirir: Sevgi birleştirir, iyileştirir ve yüceltir.

 

Öyleyse bize düşen, sevgiyi rehber edinmektir. Gelin, inancımız ne olursa olsun, sevgi ortak paydamız olsun. Dünyayı değiştirmek istiyorsak, önce kendimizi sevgiyle değiştirelim. Mevlana'nın dediği gibi: "Ya olduğun gibi görün, ya da göründüğün gibi ol." Sevgiyle görünelim ve sevgiyle olalım.

 

Sevginin ışığı daima yolunu aydınlatsın. Kalbinin her köşesini bu kutsal duygu sarıp sarsın. Unutma ki sen sevdikçe, Yaradan da seni sevecektir.

 

Sonsuz sevgi ve selamlarımla...

Kaynakça:

[31] Kuran-ı Kerim, Bakara Suresi, 195. ayet.

[32] Müslim, İman, 93.

[33] İncil, Yuhanna, 4/8.

[34] İncil, Yuhanna, 13/34.

[35] Tevrat, Tesniye, 6/5.

[36] Tevrat, Levililer, 19/18.

[37] Dhammapada, 1/5.

[38] Metta Sutta, Sutta Nipata, 1/8.

[39] Bhagavad Gita, 9/29.

[40] Tao Te Ching, Bölüm 81

Önceki ve Sonraki Yazılar

YAZIYA YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.