SOSYETE AĞIR CEZADA
SOSYETE AĞIR CEZADA
-TANINMIŞ İSİMLERE KAÇAKÇILIK DAVASI-
Doğrusunu söylemek gerekirse soruşturma evrakı elime geçene kadar inanmadım. ‘ Olur mu öyle şey. Bir eli yağda bir eli balda olan kalburüstü insanlar, iş dünyasına adını yazdırmış bu kişiler free-shop kaçakçılığından yargılanır mı’ dedim. Ta ki Gümrük Müfettişi Ali Baylan’ın 20.08.2007 tarihli konuyla ilgili raporunu okuyana kadar.
68 sayfalık soruşturma raporunu hem raporu yazan müfettişin cesaretini takdir ederek hem de gerçekten de somut deliller var mı diyerek bir solukta okudum. Raporda kaçakçılık fiili ile suçlananlar arasında kamuoyunun yakından tanıdığı isimlerin yanı 16 polis, 2 gümrük çalışanı ve 21 Türk Hava Yolları’nın personeli de var. Rapora göz attığınızda soruşturma konusu olan iddiaların çok ciddi şekilde araştırıldığı, örneklemeler yapıldığı ve dış ülke temsilcilikleriyle de yazışmalar olduğu görülüyor.
İddialar ise, yenilir yutulur gibi değil!! Rapora göre; içlerinde sosyetenin tanınmış simaları, bazı THY personeli (başta pilotlar) bazı polis ve gümrükçüler kredi kartları ve peşin para ile sanki yurt dışından dönmüşler gibi işlem yapılarak koli koli, karton karton gümrüksüz içki ve sigara almışlar. Hatta bazıları kaçakçılıkta ölçüyü o kadar kaçırmış ki müfettiş Muhammet Ali Baylan raporunda bu ayrıntıyı özel olarak işlemiş.
İŞTE O RAPOR:
Raporda vurgunun büyüklüğü, soruşturma geçirenlerin savunmaları ile kaçakçılığın nasıl yapıldığı ise şu cümlelerle anlatılmış.
‘Sonuç olarak örnekleme olarak seçtiğimiz yaklaşık 150 kredi kartı sahibinden sadece 35 tanesinin alış veriş tarihlerinde yurda giriş ve yurttan çıkış yaptığı, buna karşılık incelememize konu olan 150 kişiden 99 tanesinin ise hak sahibi olmadığı halde alış veriş yapmış olduğu tespit edilmiş, 16 kişinin durumu hakkında da bu aşamada herhangi bir bilgi, bulgu ve belgeye ulaşılamamıştır.
Dolayısıyla, 150 kişiden sade 35 tanesinin hak sahibi olması, 99 tanesinin ise hak sahibi olmadığı halde alış veriş yapmış olmaları hususlarının, ilgililerin savunmalarında gerektiği gerekçelerle açıklanamayacağı düşünülmektedir. Bu çerçevede, firma yetkililerinin savunmalarında öne sürdüğü, ödeme yapanın değil alış veriş yapanın hak sahibi /yolcu olup olmadığının önemli olduğu hususu kendi içerisinde tutarlı olmakla birlikte, 150 kredi kartı sahibinden 99 tanesinin bu durumda olması ihtimali pek mümkün görülmemektedir. Aslında ilgililerin öne sürdüğü ya da sürebileceği tek gerekçe yukarıda belirtilen gerekçe olduğundan bu savunma üzerinde yoğunlaşıldığı görülmektedir. Ancak, 150 kişiden 99 tanesinin de ilgililerin belirttiği durumda olamayacağı düşünüldüğünde, bahse konu gerekçe de inandırıcılıktan oldukça uzak olmakla ve gerçekleri yansıtmamaktadır.
İş Ticari Boyutlarda
Mağazadan hak sahibi olmadığı halde kredi kartıyla alış veriş yapmış olan bazı kişilerin alış veriş yapmış olduğu fiş sayıları ve eşya kalem sayıları dikkate alındığında, olayın hangi boyutlara ulaştığı görülebilecektir. Örneğin 2003 yılında polis memuru M….'nin 132 farklı satış fişi kapsamında 401 kalem eşya; polis memuru K’nin 96 farklı satış fişi kapsamında 276 kalem eşya, polis memuru O’nun 22 farklı satış fişi kapsamında 56 kalem eşya, DHMİ Hava Trafik Başkontrolörü S.’nin 20 farklı satış fişi kapsamında 94 kalem eşya, kaptan pilot N’nin 16 farklı satış fişi kapsamında 59 kalem eşya satın almış olduğu tespit edilmiştir.
Polis memuru M’nin, 2003 yılında toplam 446 karton sigara satın aldığı ve bu sigarayı kendisinin tüketebilmesi içim günlük 12 paket sigara içmesinin gerekeceği dikkate alındığında, mezkûr kişilerin hak sahibi olmadan alış veriş yapmaları bir tarafa, kendi ihtiyaçlarını gayrı yasal yollardan karşılamakla kalmadıkları, bu işi ticari boyutlara kadar vardırdıkları sonucuna ulaşılmaktadır’
YAZIYA YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.