Soylu: Ne terör ne uyuşturucu bu ülkenin hiçbir evladının kaderi olamaz
İçişleri Bakanı Soylu, PKK'nın büyük bir uyuşturucu örgütü olduğunu unutmamak gerektiğini belirterek, "Ne terör ne uyuşturucu bu ülkenin hiçbir evladının kaderi olamaz." dedi.
Uyuşturucuyla mücadele kapsamında 922 ilçede eş zamanlı olarak kaymakamlar başkanlığında düzenlenen ''Uyuşturucu ile Mücadele Toplantısı"na Mardin'in Kızıltepe Kaymakamlığında katılan İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bazı güvenlik meseleleriyle bugün tabiri caizse büyük bir bilek güreşi halinde olduklarını, yıkılmadıklarını, ayakta olduklarını ve mücadele ettiklerini söyledi.
"Hatta galip geliyoruz ama mücadelemiz bitmiş veya tamamlanmış değil. Söz gelimi içeride PKK terörüyle 40 yıldır uğraşıyoruz ve bugün bu mücadelede en başarılı ve güçlü olduğumuz konumdayız, inşallah işin sonuna yakınız. Hem devlet gücümüzün, üretimimizin artmasıyla mücadele kapasitemizi arttırıyoruz hem de daha stratejik, terörün yanında terörizmi de kapsayan daha modern bir bakış açısıyla mücadele veriyoruz." diyen Soylu, bu sayede sonuç aldıklarını belirtti.
"Toplumun tüm kesimlerini bu işin içine katmak durumundayız"
Mücadele ettikleri başka bir saha bulunduğunu, orada dengelerin biraz daha farklı olduğunu ifade eden Soylu, şöyle konuştu:
"Evet, başarılıyız, ciddi bir kapasite kullanıyoruz, bileğimiz bükülmedi ancak bizim dışımızda üretilip ülkemize bir şekilde gelen bu zehir sektörü öyle hızlı büyüyor ki burada bitti, kazandık demek ne yazık ki mümkün değil. Bilakis her gün yeni başlıyormuş gibi kendimizi yenilemek ve mücadeleyi tabana yaymak, toplumun tüm kesimlerini bu işin içine katmak durumundayız. Günümüzde kimya geliştikçe, özellikle sentetik uyuşturucu alanında yeni ve daha güçlü zehirler imal ediyorlar."
Uyuşturucunun, terörün, hatta kaçak göçün en önemli finans kaynağı olduğuna dikkati çeken Soylu, bu meselede sınırların dışında ama doğrudan yönelen bir arz baskısıyla karşı karşıya olduklarını bildirdi.
Bir yandan Afganistan'da afyon üretimi öte taraftan Avrupa'da sentetik uyuşturucu imalatının arttığını aktaran Soylu, terör örgütlerinin, özellikle PKK ve DEAŞ'ın uyuşturucunun ticaretini ve lojistiğini yaptığını vurguladı.
"2019 yılı, yakın dönemin en başarılı yılı olmuştur"
Özellikle terör örgütü PKK'nın ana gelir kaynağının uyuşturucu ticareti olduğunu anlatan Soylu, konuşmasını şunları kaydetti:
"Herkes zaten biliyor. Avrupa uyuşturucu pazarının tamamı PKK'nın elinde ve bunu geçen yıl ilk kez kendi raporlarında açıkça ifade ettiler. ABD daha 2009 ve 2011 yıllarında iki ayrı kararla PKK yöneticileri Cemil Bayık, Duran Kalkan ve Murat Karayılan'ı uluslararası uyuşturucu kaçakçısı olarak ilan etmiştir. Dolayısıyla karşımızda küresel bir tehdit olarak sürekli büyüyen, terör örgütlerinin ana geçim kaynağı olan ve tıpkı terör gibi doğrudan evlatlarımızı, çocuklarımızı, geleceğimizi hedef alan bir meseleyle karşı karşıyayız. Bu mücadelede 2019 yılı, yakın dönemin en başarılı yılı olmuştur. Uyuşturucu bağlantılı ölümler, 2013'te 232 seviyesinden hızlı bir yükselişle 2016'da 924, 2017'de 941 olmuştu. Sayın Cumhurbaşkanımızın doğrudan talimatlarıyla konuya hassasiyetle eğildik ve bu rakamı 2018'de 657'ye çektik. Bu yıl sonu verilerimiz, adli tıp verileri birkaç ay geriden geldiği için henüz oluşmadı ama halihazırda 255 civarındayız ve görünen o ki 2019 rakamı 500'ün altında gerçekleşecektir."
Bakan Soylu, dünyada milyon kişi başına madde bağlantılı ölümlerin 35, Avrupa'da 23, ABD'de 329, Türkiye'de ise 2018'de 11,4, 2019'da 4,6 kişi olduğuna işaret ederek, bu sonucu hem üretilen uyuşturucunun ülkeye girişinin engellenmesiyle, büyük operasyonlarla ve yüksek miktarlı uyuşturucu yakalamalarıyla hem de sokak satıcılarına uyguladıkları baskıyla elde ettiklerini vurguladı.
"2019'da 42,2 milyon kök kenevir ele geçirildi"
Geçen yıl 148 bin 527 operasyon düzenlendiğini anımsatan Soylu, operasyonlarda 219 bin kişinin gözaltına alındığını, bunlardan 23 bin 619'un tutuklandığını dile getirdi. Soylu, şöyle devam etti:
"64 ton esrar, 7 milyon ectasy, 11 milyon captagon, 42 milyon kök kenevir ele geçirdik. Pek çok madde başlığında yakalamalar gerçekleştiriyoruz ama üç başlıkta ciddi artış var. Birincisi skunk maddesi, 2018'de 10 bin 862 kilogramdı. 2019'da 24 bin 242 kilogram yakalandı. Aynı şekilde metamfetamin, önceki yıl 478 kilogramdı, 2019'da 1006 kilogram oldu ki bu madde için çok büyük bir rakamdır, çünkü bu bir hammaddedir. Kök kenevirde ciddi bir artış görülmüştür. 2018'de 10 milyon, 2019'da 42,2 milyon kök kenevir ele geçirildi. Bu üç madde, bu yıl da takibimizde olacaktır çünkü hem ciddi bir artış var hem de etkileri açısından önemli maddelerdir. Uyuşturucuyla mücadelemizde 2019'un bir önemli özelliği de hem uluslararası hem de büyük operasyonların çokça gerçekleştirildiği bir yıl olmasıdır. 2019'un hemen başında, ocak ayında Yunanistan'ın Pire Limanında Yunan polisiyle yapılan ortak operasyonda 4,5 milyon captagon, emniyet, jandarma, sahil güvenlik teşkilatlarımızın Libya açıklarında gerçekleştirdiği ortak operasyonda, 4 ton 182 kilogram, İtalya ve İspanya güvenlik birimleriyle paylaştığımız bir istihbarat sayesinde Akdeniz'de 12.4 ton esrar ele geçirildi."
Ülke içerisinde ele geçirilen uyuşturucu miktarı bakımından 2019 yılının rekorlar yılı olduğunu vurgulayan Soylu, Erzincan'da bir tırda yapılan aramada, 1271 kilogram eroin, Erzurum'da bir araçta 1535 kilogram, İstanbul'da bir evde 850 kilogram eroin, Edirne'de 1301 kilogram skunk, Balıkesir'de 1982 kilogram skunk, Lice'de 5,4 milyon kök kenevir ve Muğla Milas'ta 1,5 ton skunk ele geçirildiğini hatırlattı.
Bu başarının tesadüf olmadığını bildiren Soylu, son üç yıldır bu konuda önemli bir kapasite kullandıklarını, bu meseleyi stratejik bir mesele olarak gördüklerini anlattı.
Uyuşturucu ile mücadelenin 15 Temmuz'dan sonra ortaya koydukları yeni güvenlik konseptinin bir parçası olduğunu aktaran Soylu, kesinlikle gelişigüzel değil, stratejik adımlar ve hedefler belirleyerek, saha araştırmaları yaparak, geçmişin tecrübelerini devletin gücüyle ve modern mücadele yöntemleriyle birleştirerek bir başarı hikayesi gerçekleştirdiklerine işaret etti.
Narkotik birimlerinde görev yapan personel sayısını jandarmada yüzde 27, emniyet teşkilatında yüzde 9 arttırdıklarını, eğitimleri de yükselttiklerini bildiren Soylu, özellikle narkotimlerin teşkilatlanmasını tamamladıklarını, 81 ilde görev yapan narkotimlerin 2019'da 45 bin operasyon, 80 bin gözaltı ve 16 bin 904 tutuklama gerçekleştirdiğini kaydetti.
"Sahil Gözetleme Radar Sistemi'nin çok büyük katkısı olmuştur"
Dedektör köpeklerin sayısını arttırdıklarını, bunun çok önemli bir kazanım olduğunu bildiren Soylu, şöyle konuştu:
"Çünkü uyuşturucu yakalamada dünya üzerinde halihazırda eğitimli köpeklerden üstün bir teknoloji mevcut değildir ve bunların sayısı arttıkça operasyonel başarımız, yakalama miktarlarımız da doğru orantılı artmaktadır. Ayrıca, denizlerimizden gelen uyuşturucuyu önleme noktasında kısa adı SGRS olan Sahil Gözetleme Radar Sistemi'nin çok büyük katkısı olmuştur.
İnsanlı, insansız hava araçları, uzaktan algılama sistemleri gibi sistemlerle özellikle uyuşturucu ekim alanlarının tespiti konusunda da ciddi kazanımlarımız oldu. Modern analiz yöntemleriyle sahayı tanımaya ve toplumun bu konuda bilinç düzeyini arttırma çalışmalarımıza ağırlık verdik. Narko Rehber, Narko Tır, Narkolog gibi projelerle ve saha araştırmalarıyla hem risk haritalarımızı çıkardık hem de yeni bulgularımızı, tehditleri kamuoyu ile daha etkin şekilde paylaşma imkanı bulduk. Uyuşturucu ihbarlarını kolaylaştıran ve ihbar eden kişinin kimlik bilgilerinin gizliliğini sağlayan mobil uygulamamız Uyuma aplikasyonundan da ihbarlar gelmeye devam etmektedir. Bugüne kadar buradan 8 bin ihbar alınmıştır. Hem indirme sayısının hem bildirim sayısının artmasına gayret edilmektedir."
2020 hedefi aileleri, anne babaları bu konuda bilinçlendirmek
Yaptıkları çalışmaların takibine ağırlık verdiklerini, vali ve kaymakamların başkanlığında gerçekleştirilen güvenlik toplantılarında uyuşturucu konusunun ayrı bir başlık olarak her toplantıda ele alınmasının karara bağlandığını anımsatan Soylu, yereldeki idari birimlerin sürekli olarak sahayı gözetlediğini, çalışmaları takip ettiğini, buna göre tedbirlerini planladığını söyledi.
"Bu mesele durabileceğimiz veya bitti diyebileceğimiz bir mesele değil. Bu bir bilek güreşidir. Gevşediğimiz anda bileğimizi masanın üzerine yapıştırırlar. Dolayısıyla burada sadece kolluk birimlerimizin değil, tüm toplumun birlikteliği lazımdır. Bu mücadeleyi 82 milyonla birlikte vermek durumundayız. İzleyerek, bildirim yaparak, bilinçlenerek, çocuklarımızı uyuşturucuya el uzatmayacak hale getirerek, uyuşturucunun sadece arzını değil talebini de sıfırlayarak bu mücadeleyi vermek durumundayız." diyen Soylu, 2020 hedefinin aileleri, anne babaları bu konuda bilinçlendirmek olduğunu aktardı.
"Gençlerimizin reddettiği her bir hap, PKK'ya vurulmuş bir darbedir"
Soylu, özellikle parkların ışıklandırılması ve metruk binaların yıkılmasının uyuşturucu ile mücadeleye katkı sunacağının altını çizdi.
Anne ve babalara da büyük görev düştüğünü aktaran İçişleri Bakanı Soylu, şöyle devam etti:
"Çocuklarımıza nasıl yaklaşmalıyız, bu meseleyi nasıl anlatmalıyız, gençlerimizle nasıl konuşmalıyız, onları nasıl takip etmeliyiz, nelere dikkat etmeliyiz, 'benim çocuğum yapmaz' tuzağına nasıl düşmeyiz, bunları çok daha etkin bir şekilde gündeme getirmeyi hedefliyoruz. Ailelere çağrı yapmak istiyorum. Özellikle Mardin'den bu çağrıyı yapmak istiyorum. Çocuklarımızı, kuzularımızı, Dicle'nin, Fırat'ın Kızılırmak'ın kuzularını, uyuşturucu çakalına kaptırmayalım. Bunu hem kendi evladımızı koruma hem de ülkeyi terörden koruma meselesi olarak görmemiz lazım. Ülkemizin geleceği için onlar için çalışıyoruz. Uyuşturucu aile bağlarının tamamını köreltmektedir. Huzuru ortadan kaldırmaktadır. Bu sene özellikle Doğu ve Güneydoğu'da uyuşturucu ile büyük bir mücadeleyi hep birlikte ortaya koyacağız. Mücadeleye sıkı bir şekilde asılacağız. ''
Çocukların yerinin ailelerinin yanı, okulları, spor sahaları olduğunu vurgulayan Soylu, "PKK'nın büyük bir uyuşturucu örgütü olduğunu unutmamak lazım. Ne terör ne uyuşturucu bu ülkenin hiçbir evladının kaderi olamaz. Biz bunu reddediyoruz. Bilhassa Doğu ve Güneydoğu'da çocukları uyuşturucuya kimin yönlendirdiği, onları uyuşturucuyla kimin zehirlediği, kimin mağaralarda sefillik içinde yaşamaya mahkum ettiği bellidir. Hiçbir tezvirata, yalana, laf kalabalığına kanacak halimiz yoktur. Variller içinde Avrupa'dan gelmiş tonlarca uyuşturucuyu kamu binalarında ele geçirmiyoruz, PKK'nın mağaralarında ele geçiriyoruz. O malın sahibi bellidir. O malın sahibi Cemil Bayık'tır, Karayılan'dır, Duran Kalkan'dır, PKK'ya 40 yıldır yatırım yapanlardır. Ezcümle, uyuşturucuyla mücadele, bizim PKK ile mücadelemizin mütemmim cüzüdür. Uyuşturucudan kurtardığımız her bir genç yaptığımız her bir uyuşturucu ihbarı, gençlerimizin reddettiği her bir hap, PKK'ya vurulmuş bir darbedir." değerlendirmesinde bulundu.
"Verdiği mücadele küresel bir başarı hikayesidir"
Bu mücadelenin, polisin jandarmanın sahil güvenliğin, kaymakamların, valilerin olduğu kadar, artık annelerin, babaların ve herkesin mücadelesi olduğunu bildiren Soylu, "Bu iş sadece çocuklara bir iki nasihatle olacak iş değil, lütfen bu konudaki yayınları takip edelim. Bu zehri satanların, şeytanın aklına gelmeyecek taktikleri var. Anne ve babalara, özellikle annelere sesleniyorum. Böyle bir meseleye düştüğünüz andan itibaren aile bireyiniz olarak kaymakamınız emrinizdedir. İşini gücünü bırakacak sadece bu işle uğraşacak. 922 kaymakamımız var. Mesai arkadaşlarıyla bu meselenin altından çıkmaya gücü yeter. Bazen toplantılarda arkadaşlarımız öyle şeyler, öyle aldatma yöntemleri anlatıyorlar ki, bizler dahi şaşırıp kalıyoruz. Dolayısıyla mutlaka devletin ilgili birimlerinin bu konudaki yayınlarını dikkatle takip edelim. Hepimiz cep telefonlarımızla, sosyal medyada saatler geçiriyoruz. Ne olur bir yarım saat de bu işle ilgili bilgi sahibi olmaya ayıralım." ifadelerini kullandı.
Bakan Soylu, 24 Aralık 2019'da Resmi Gazete'de yayımlanan kanunla Türk Medeni Kanunu'nun 436. maddesinin değiştirildiğini ifade ederek, konuşmasını şöyle tamamladı:
"Bu değişiklikle madde bağımlılarının tedavileri zorunlu hale getirilmiştir. Burada daha önce özgürlüklerin kısıtlanması noktasında hukuki bir engel vardı, yapılan bu değişiklikle bu engel de ortadan kalkmış oldu. Yani bir yandan arzı engelliyoruz bir yandan talebi engellemeye çalışıyoruz diğer yandan da bu illete bulaşmış evlatlarımızı tedaviye ağırlık veriyoruz. Şunun bilinmesini isterim ki Türkiye bu konuda coğrafi olarak riskli bir yerdedir ancak verdiği mücadele küresel bir başarı hikayesidir. Bunu zamanında söyledim, Avrupa'nın gençlerini biz koruyoruz dedim, dudak büktüler. Ama biz koruyoruz. Yoksa hakikaten hepsi uyuşturucu bataklığı içinde olacak, nefes alamayacaklar. Bu başarının arkasında ise aziz milletimizin feraseti, inancı ve devletimizin gücü yatmaktadır. Uyuşturucu ile mücadeledeki başarılarımızın 2020 yılında artarak devamını diliyorum."
AA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.