Tedarik zincirinde Türkiye, Latin Amerika ve Afrika öne çıkacak!
C2FO Türkiye Direktörü Keçecioğlu, salgınla birlikte değişiklikler olması beklenen küresel tedarik zincirine ilişkin, "Türkiye, Latin Amerika, Afrika gibi bölgelerden yapılacak satın alımların önümüzdeki yıllarda genişlemesini bekliyoruz." dedi.
C2FO (Collaborative Cash Flow Optimization) Türkiye Direktörü Serden Keçecioğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, uzun vadede doğru adımlar atılması sonucu Türkiye'nin, bölgesel bir tedarik merkezi olarak dünya ticaretinden aldığı payı hızla artırabileceğini vurguladı.
Keçecioğlu, "Küresel tedarik zincirindeki coğrafi kaymaları 180 ülkeden 1 milyonu aşkın tedarikçinin kayıtlı olduğu C2FO sisteminde izlemek mümkün. Bu çerçevede, Türkiye, Latin Amerika, Afrika gibi bölgelerden yapılacak satın alımların önümüzdeki yıllarda genişlemesini bekliyoruz." dedi.
Salgının, nihai başarı elde edilene kadar tüm dünyada ve Türkiye'de bir belirsizlik faktörü olmaya devam edeceğini aktaran Keçecioğlu, "İlk dalganın aksine, bazı hayati olmayan aktivitelerin kısıtlanması ya da yasaklanmasının ötesinde, ekonomilerde tam bir kapanmanın tekrar yaşanmasını beklemiyoruz." ifadesini kullandı.
Keçecioğlu, kısa vadede küresel ölçekli nakit akışı işlemlerine ilişkin beklentilerini ise şöyle açıkladı:
"Kısa vadede, merkez bankalarının genişlemeci para politikalarına rağmen KOBİ niteliğindeki işletmelerin finansmana erişimde zorluklar yaşadığını gözlemledik ve belirsizlikler devam ettiği sürece risk tabanlı kredi mekanizması nedeniyle finans kesiminin muhafazakar duruşu devam edebilir. Tedarik zincirini ayakta tutmak isteyen, bunun için bankacılık kaynaklarını kullanmayı tercih eden büyük ölçekli firmaların sayısı artıyor. Örneğin, Amerika'dan Uzak Doğu'ya kadar C2FO'nun fonlama partnerlerinin sayısında hızlı bir artış var. Türkiye'de de C2FO'nun önümüzdeki dönemde hizmet vereceği büyük ölçekli firmaların tedarik zincirine kaynak aktarmaya sıcak bakan yerli ve uluslararası finans kurumlarıyla iş birliğine başladık."
"Dijitalleşmede zihinsel dönüşümü sağlamak daha kıymetli"
Serden Keçecioğlu, Çin'deki erken dönem gelişmelerden etkilenen şirketlerin dahi pandemi etkisindeki birinci yılını doldurmadıklarını hatırlatarak, "Bu kadar kısa bir sürede dijital dönüşümü başarmak son derece zor. Bu dönemde yapılanlar ancak bazı önemli iş akışlarının imkanlar ölçüsünde dijital süreçlere aktarılması olarak değerlendirilebilir." ifadelerini kullandı.
Keçecioğu, dijital dönüşümde donanım ve yazılım yatırımından daha kıymetli olan kısmın, zihinsel dönüşümü başarmak ve şirketin tüm insan kaynağının bu dönüşümü içselleştirmesini sağlamak olduğunu vurguladı.
Pandeminin, yıllar sürebilecek bu zihinsel dönüşümün çok hızlı gerçekleşmesini sağladığına işaret eden Keçecioğlu, şöyle devam etti:
"Yeni normalde, 'acaba benzer bir süreç tekrar yaşanır mı?' endişesiyle işletmelerin tüm iş döngülerini, tedarikçi, çalışan ve müşteri yolculuklarını dijitalleştirme yarışına dahil ettiklerine tanık olabiliriz. Ülkemizde maalesef danışmanlık alma kültürü çok yaygın olmamakla birlikte böylesi önemli bir dönüşümde hızla ve başarıyla yol almak için teknik altyapısı güçlü, kültürel değişim yönetimi alanında tecrübeli danışmanlarla çalışmanın faydalı olacağını düşünüyorum."
"KOBİ'ler tüm finansal alternatifleri iyi değerlendirmeli"
C2FO Türkiye Direktörü Keçecioğlu, KOBİ ve küçük ölçekli tarımsal aile işletmelerinin daha fazla üretim yapabilmek için yeni teknolojilere yatırım yapmaya ve daha çok tedarik sağlamaya ihtiyaçları olduğunu kaydetti.
Bunu finanse etmenin üç yolundan ikisinin, sermaye enjekte etmek ya da kredi ile büyümek olduğuna işaret eden Keçecioğlu, "Bu kesimin sermaye birikimi yetersiz, kredi piyasası ise sürdürülebilir bir büyümeyi desteklemek için stabil değil. Üçüncü yöntem, alacakların etkin bir biçimde finansal enstrüman olarak kullanılması." diye konuştu.
Klasik tedarikçi finansman sistemlerinin, genel olarak uzun vadeye razı durumdaki küçük işletmeler tarafından etkin şekilde kullanılamadığını belirten Keçecioğlu, şunları kaydetti:
"Onlara bu imkan sunulmaz. KOBİ'lere tavsiyemiz, onaylanmış alacaklarını nakit akışına çevirmek için tüm finansal alternatiflerini iyi değerlendirmeleri... Yatırım için finansman gerektiğinde maalesef yüksek faiz ortamında TL üzerinden makul maliyetle finansman sağlamak kolay olmayabiliyor. Bu alanda yapılabileceklerden biri, mal veya hizmet satılan büyük ölçekli firmalarla koordinasyon içinde olmak ve onların bu yatırıma uzun vadeli bir paydaş olarak finansal destek ya da alım garantisi vermesini sağlamak olabilir."
KOBİ'lerin yatırım planlamasında, öncelikli olarak sürdürülebilirliğe ve inovasyona odaklanmaları gerektiğini vurgulayan Keçecioğlu, çevreye duyarlı, enerjiyi verimli kullanan, hatta kendi enerjisini üreten ve atıklarını dönüştürebilen şirketlerin, bu alanda yapacakları yatırımlara çok daha kolay ve uygun maliyetle finansman bulabileceğini söyledi.
Keçecioğlu, "İnovasyona yönelik Ar-Ge yatırımları konusunda da finansman, hibe ve teşvik unsurları hayli geniş. Dünyada sürdürülebilirlik ve inovasyon alanında lider şirketleri incelediğimizde, bu başarının tedarik zinciri ile ortak yürütülen projelerden kaynaklandığını görüyoruz. Artık fiyat-kalite-teslim odaklı statik bir tedarikçi ilişkisi değil, müşterisinin gelecek stratejilerini birlikte planlayan, Ar-Ge'sine, finansal yönetimine, yatırım stratejilerine paydaş olabilmeyi başaran tedarikçilerin büyüdüğüne tanık olacağız." diye konuştu.
"Pazarın ihtiyaçlarını doğru anlamak önemli"
Serden Keçecioğlu, yapılan işlerde dünyada lider konumda olunsa dahi Türkiye gibi kendine özgü dinamikleri olan ülkelere bu başarıyı taşıyabilmenin temel şartının, pazarın ihtiyaçlarını doğru anlama ve buna uygun çözümler üretmekten geçtiğini söyledi.
Dijital sermaye akışında adaptasyonun önemine işaret eden Keçecioğlu, şunları kaydetti:
"Firmalar bize değil, biz firmaların iş yapış modeline adapte oluyoruz. Çalıştığımız büyük ölçekli şirketlerin gayet net tasarlanmış finansal performans göstergeleri oluyor. Çözümlerimiz sayesinde kendi finansal güçleri ile hem tedarikçilerinin hem de dağıtım kanallarının nakit akışını destekleyebiliyorlar. 'Bu destek, kendi likiditeleri ile mi yoksa dış kaynak ile mi sağlanmalı, desteğe en çok ihtiyaç duyan kesim nasıl tanımlanmalı, mevsimsellik gösteren işletmelerde süreç nasıl yönetilmeli, tedarik zincirinin performansını ya da sürdürülebilir skorunu yükseltmek için nasıl teşvikler kurgulanmalı' gibi konularda Türkiye'deki firmaların beklentilerini ve önceliklerini gözeten yapılar tasarlıyoruz."
Türkiye'de henüz bir yıldır faaliyette olan bir finansal teknoloji çözümü sunduklarını belirten Keçecioğlu, "Geniş tedarik zincirine sahip şirketlerimizin C2FO'ya gösterdiği ilgiden son derece memnunuz. Bir tarafta pandemi koşullarında tedarik zincirinde yaşanan zorluklar, diğer tarafta yaşanan dalgalı seyir C2FO'nun Türkiye'de bilhassa KOBİ tedarikçileri için sunduğu faydanın ne kadar somut ve gerekli olduğunu ortaya koydu." dedi.
Keçecioğlu, Türkiye'den ve dünyadan büyük firmalarla çalıştıklarını ifade ederek, "Önümüzdeki günlerde Türkiye'nin en önde gelen içecek üreticilerinden birinin de C2FO ile iş birliğini açıklayacağız. Hem büyük ölçekli alıcı firmaların hem de onların binlerce tedarikçisinin C2FO ile elde ettiği olumlu deneyim sayesinde çok kısa sürede gerek yerli firmalarımızın gerekse global müşterilerimizin finansal teknoloji çözümümüzü iş modellerine katacaklarını öngörüyoruz." şeklinde konuştu.
AA
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.