Terör örgütleri hiç kuşkusuz erken seçim sürecinde varlıklarını göstermek isteyecektir. Terör örgütlerini yakın takibe alan güvenlik birimleri PKK, DEAŞ, FETÖ ve sol örgütlerin seçim dönemindeki stratejilerini, faaliyetlerini ve olası eylem planlarını raporladı...

Erken seçim takvimi ilerliyor.

24 Haziran seçiminin en önemli ayaklarından birisi hiç kuşkusuz seçim güvenliği.

MİT ve emniyet başta olmak üzere tüm güvenlik bürokrasisi seçim güvenliğinin sağlanmasına çalışıyor.

Seçim güvenliğinin ana eksenini ise kamu güvenliği oluşturuyor.

Güvenlik bürokrasisi, bu süreci iki farklı koldan yürütüyor.

İlki seçim, seçmen ve sandık güvenliği. İkincisi ise, seçimlerin sorunsuz yapılmasını sağlayacak genel kamu güvenliği ve asayiş.

Gerçi, her iki durumu birbirinden ayırmak pek mümkün değil. Seçim güvenliğinin oluşması, kısmen kamu güvenliğinin korunmasına bağlı. Güvenlik birimleri kamu güvenliğini sağlarken, öncelikle terör örgütlerinin faaliyetlerini yakından izliyor.

Bu açıdan bakıldığında, belli başlı terör örgütlerinin seçim dönemindeki stratejilerini ve faaliyetlerini şöyle değerlendirebiliriz:

‘Daha çok kırsalda’

PKK: Türkiye’nin Afrin’e yönelik gerçekleştirdiği Zeytin Dalı Harekatı’nın sonuçları, PKK’nın beklentilerini karşılayamadı. Harekatın PKK açısından olumsuz biçimde sonuçlanmasının hemen ardından alınan erken seçim kararı, her kesimde olduğu gibi PKK’da da kararsızlık yarattı. Seçimler konusunda Kandil ile İmralı arasındaki farklı yaklaşım, örgütün silahlı kadrolarını da etkiledi. Örgütün kış üslenmesi yapmayan kadroları, Afrin Harekatı sonrasında yeni bir stratejiyle hareket etmeye başladı. Bu çerçevede; PKK’nın, seçimler öncesinde kendisine yakın gördüğü diğer terör örgütleri ile birleşerek her alanda seçime etki edecek eylemsel faaliyetlerde bulunabileceği değerlendiriliyor. Yapılan siyasi açıklamalar kapsamında, PKK’nın, İstanbul, Ankara ve İzmir başta olmak üzere tüm şehirlerde Öz Savunma Birlikleri, TAK, YPS ve Kürdistan İntikam Birimleri gibi eylem kabiliyeti yüksek gruplarca intikam amaçlı fedai tarzı eylemler gerçekleştirebilme olasılığı güvenlik bürokrasisinin hazırladığı raporlarda yeralıyor. PKK’nın bu eylemlerde silahlandırılmış işbirlikçileri kullanılabileceği bilgisi de aynı raporlarda var. Yine seçim süreciyle ilgili başka bir tespit ise PKK’nın gençlik yapılanması DGH içinde faaliyetler yürüten kadroların, üniversitelerde karşıt görüşlü öğrencilere saldırabileceği. Örgütün her seçim döneminde olduğu gibi bu dönemde de özellikle halkın bulunduğu yerlerde eylem yapmaktan kaçındığı, daha çok kırsalda korucular başta devlet görevlilerine yönelik eylemleri planladığı eldeki diğer bilgilerden.

‘Radikal eylemler’

DEAŞ: Özellikle Ağustos 2016’da başlatılan Fırat Kalkanı Harekatı sonrasında Türkiye’yi hedefine almıştı. Örgüt lideri Ebubekir El Bağdadi, Kasım 2016’da yaptığı açıklamada Türkiye’yi “cihad alanı” ilan ederek eylemler yapılması talimatını vermişti. Bu talimatın ardından, Suriye’de kontrol ettiği alanları kaybeden DEAŞ, ülke genelinde yılbaşından buyana arka arkaya yapılan genel operasyonlarla kadrolarının büyük bölümünü yitirdi. Kadroların bir bölümü halen tutuklu. Sınır güvenliği konusunda alınan önlemler sonrasında DEAŞ’ın Türkiye’ye yönelik doğrudan eylem kapasitesi azaldı. DEAŞ’ın, yaşadığı gerilemeye rağmen Türkiye’ye yönelik tehdit ve eylemsellik süreci gündemini koruyor. Örgütün, alan hakimiyeti konusunda gerileme yaşadıkça geniş kapsamlı ve daha radikal terör eylemlerine başvurabileceği yönünde bilgilere ulaşıldı.

Erken seçim dönemi sakin geçiyor. Terör örgütleri hiç kuşkusuz bu süreçte varlıklarını göstermek isteyecektir. Ancak, güvenlik bürokrasisi, seçim sürecinde daha hızlı hareket ederek eylemlerin gerçekleştirilmesini önlüyor. Güvenlik birimleri seçim yaklaştıkça vites yükseltecektir.

‘Üniversiteleri karıştırabilirler’ 

Sol Örgütler: Örgütler genel bir ittifak arayışında. Seçim dönemi kapsamında tüm sol örgütler için “çatı yapı” oluşturulmaya çalışılıyor. Sıradışı eylemlere başvurabilecekleri, özellikle üniversitelerde karşıt görüşlü öğrenciler arasında taşlı sopalı kavga olaylarının yaşanabileceği raporlara yansımış durumda. Yanısıra, sol örgütlerin sosyal medyayı aktif biçimde kullanarak propaganda yapabileceği, terör örgütleriyle bağlantılı gruplar ve marjinal yapılanmaların birliktelik içinde hareket edebileceği kaydediliyor.

‘Sansasyonel suikast yapabilir’

FETÖ: Gülen cemaatinin, deşifre olmuş ya da olmamış kadroları ve yurtdışındaki firari isimleriyle 24 Haziran’ı yakından izlediğinden şüphe yok. Güvenlik birimlerinin FETÖ’nün son dönem faaliyetleriyle ilgili değerlendirmelerini şöyle sıralayabiliriz:

- Sosyal medya üzerinden ya da örgüt lideri Fetullah Gülen’in talimatları ile kendi gündemlerini oluştururken, destek arayışlarına girebilecekler.

- Seçim süresince yapılacak etkinliklerde hükümet üyelerine karşı provokatif eylemler gerçekleştirebilecek. Güvenlik güçlerince yapılacak olası müdahaleleri abartılı şekilde mağdur edebiyatı rolünde kendi sosyal medya sitelerinde veya hükümet karşıtı gruplarca kullanılan sosyal ve görsel medya üzerinden servis ederek uluslararası alanda algı çalışmasında bulunulacak.

- İstanbul, Ankara ve hassas durumda bulunan Güneydoğu Anadolu Bölgesindeki kentler başta olmak üzere metropol ve taşradaki kentlerde devlet büyüklerine, toplumda dini, siyasi, kültürel ve ekonomik yönden öne çıkmış kişi ya da kişiler, siyasi parti mensupları, yabancı misyon görevlileri gibi önemli ve stratejik kişileri hedef alan sansasyonel suikast yapılabilir.

- Sivil itaatsizlik ve sokak gösterilerinin ülke geneline yayılmasını sağlayacak provokatif eylemler yapılabilecek. Kamu içinde deşifre olmamış örgüt mensuplarını kullanarak göstericilerin tahrik edilerek şiddetin ve vandalizm yayılabilecek.

- Devlet kadrolarında görev alan ve halen tespit edilememiş kripto FETÖ mensuplarınca ülke genelinde kaos ve kargaşaya neden olabilecek eylemler yapılabilir. Kripto örgüt mensuplarını kullanarak seçimlerde hile yapıldığı algısına yol açabilecek bazı eylemler gerçekleştirip buna bağlı olarak halkı galeyana getirerek iç karışıklık çıkarılmaya çalışılacak.

- FETÖ, daha önce istihbarat birimlerinde çalışmış ve ihraç edilmiş mensupları aracılığıyla terör örgütleri ve çeşitli yapılara sızmış istihbarat elemanlarını da eylemlerde kullanabilecek.