Uzakdoğu’dan Kaçakçılık Öyküsü

İşte size Uzakdoğu ülkelerinden ve özelikle de ÇİN’den yapılan kaçakçılığın öyküsünü aktaracağım.

Çin’den alınan mallar konteynırlara yüklenerek, buradan İran’ın Bender Abbas Limanı’na getirilir. Oradan da İran’ın Bazargan Şehri’ne gelir. Peki, bundan sonra ne mi olur? Hemen açıklayalım:

Malı gelen firma yetkilisi ve gümrük müşaviri Bazargan Şehri’ne gider. Bazargan’ı geçtikten sonra ise, konteynırlardaki malları bir tıra naklederler. Bunu yaparken de kaçak mallar tırın iç tarafına yani kasanın ortasına, kıymeti düşük yani vergisi az eşyalar da kasanın kenarlarına gelecek şekilde yerleştirilir. Böylece kaçak mallar kamufle edilmiş olur!! Bu işlemlerden sonra tır Türkiye sınırına gelir. Muayeneye girer; göstermelik bir muayene sonrasında tır bir antrepoya sevk edilir. Tabii antrepoya gittiği için de bu iş kolaylaşır.

Şimdi sesinizi duyar gibiyim sevgili okurlarım; kaçak olan bu mallar neler diyeceksiniz? Dünyaca tanınmış markaların her türlü imitasyon ürünleri, tekstil aksesuarları, kumaş, hazır giyim (özellikle de Hint elbiseleri ve mili bum tekstilden ürünler) elektronik eşya, cep telefonu ve aksesuarları, şemsiye çeşitleri, kadın-erkek-çocuk çantası, okul çantası (Türkiye’ye giren çantaların % 80’i oradan girer zaten), oyuncak, kozmetik ürünleri, çakmaklar, cinsel haplar, tütün mamulleri, gıda maddeleri, imitasyon gözlük, imitasyon kol saatleri, hava fişekler, bijuteri, bayan-erkek deri ürünleri, elektronik eşya (dizüstü bilgisayar fotoğraf makineleri vs.), tüm vergisi yüksek dampingli gözetimli yasak yüzlerce kalem mal sınır kapılarımızdan rahatlıkla geçmektedir!

Yukarıda bahse konu mallar, sınır kapılarından çıktıktan sonra da çakma bir fatura ile başta İstanbul olmak üzere Türkiye’nin her yerine kolayca gönderilebiliyor!.. Başta İstanbul’da ve diğer illerde faaliyet gösteren bir sürü tanınmış büyük firma da mallarını bu şekilde geçiriyor ve bir konteynır İstanbul’daki herhangi bir gümrükten ithal ediliyor ve faturalandırılıyor belgelendiriliyor; bu bir konteynır ithal eşyası malum kapıdan usulsüz geçirilen 10 konteynıra belge oluyor!!

Kısacası yasal yollarla giren o bir konteynır, 10 konteynırı da yasal hala getiriyor!! Niye mi derseniz?O bir konteynırın faturaları diğer 10 konteynır için kullanıldığından dolayı… Herhangi bir sorgu sual sorulduğu zaman da “biz bu ürünleri yasal ithal ettik” diye o bir konteynırın belgelerini ortaya çıkartıyorlar!!

Tabii bu işlerin birde tarifesi var iddiaya göre; şimdi o tarifeyi de sizlere açıklayalım:

Kaçak mal az ise 5000 8000 10.000 dolar; eğer fazla ise 20 - 30 bin dolar; eğer tır komple kaçak eşya ile doluysa 50 bin dolar;

Peki, bu kaçak giren eşyalar ülkemizin değişik şehirlerine nasıl gönderiliyor? Çakma bir irsaliye ve çakma bir faturayla sevk ediliyor. Yolda polis-jandarma çevirdiğinde de ‘faturam-irsaliyem var’ dendiği için fazla şüphe arz etmeden rahatlıkla giriveriyor!!

Ben uzun uzadıya bu konuyu anlatmak istemiyorum ancak ne anlatmak istediğimi anlamışsınızdır zaten. Bu Sınır Kapısı’nın adını vermiyorum ama herkes tahmin ediyordur ki oradaki antrepoların marifetlerini bilmeyen yok gibidir!.. Bunu söylerken de diğer gümrükler tertemizdir de diyemem pek tabi.

YAZARIN NOTU

İstanbul’da ortaya çıkartılan Büyük Hayali İhracatın perde arkasını en kısa sürede siz değerli okurlarıma aktarmaya başlayacağım. Bekleyin!

“Yazarımız Aykut Onur KALAYCI'nın yazısını izinsiz kullananlar hakkında, yasal işlem başlatılacaktır!! Ayrıca, yazarımıza [email protected] mail adresinden ve de 0312- 473-66-08 nolu faks numarasından da ulaşabilir; her türlü istek görüş ve önerilerde bulunabilirsiniz!!”