1. HABERLER

  2. TÜRKİYE

  3. Yangın faciasında eşini ve kızını kaybeden babadan yürek yakan sözler
Yangın faciasında eşini ve kızını kaybeden babadan yürek yakan sözler

Yangın faciasında eşini ve kızını kaybeden babadan yürek yakan sözler

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan Grand Kartal Otel’de meydana gelen yangın faciasında eşini ve kızını yitiren Hilmi Altın, yaşadıkları kabusu anlattı.

A+A-

adsiz-20250128134415.jpg

Bolu Kartalkaya Kayak Merkezi’nde bulunan Grand Kartal Otel’de meydana gelen yangın faciasında eşini ve kızını yitiren Hilmi Altın, yaşadıkları kabusu anlattı. "Göz göre göre bir katliam yapıldı" ifadesini kaydeden Altın, "Ben de de bu can oldukça sorumlularının hak ettiği cezayı alması için var gücümle savaşacağım" ifadelerini kullandı.

Bolu'da Kartalkaya Kayak Merkezi'ndeki Grand Kartal Otel'de yaşanan yangın felaketinde eşini ve kızını kaybeden Hilmi Altın, "Göz göre göre bir katliam yapıldı. Bizlere o otelde resmen ölümlerden ölüm beğen denildi. Allah bana bir can verdi, eşimin ve kızımın can borcunu bana yükledi. Ben de de bu can oldukça sorumlularının hak ettiği cezayı alması için var gücümle savaşacağım" ifadelerini kaydetti.

Sosyal medya hesabından açıklamalarda bulunan baba Altın, eşi Kübra Tonguç Altın'ın "Hilmi kalk yangın var, bize yetiş" sözüyle gözünü açtığında eşinin ve 9 yaşındaki kızı Alya Altın'ın odadan koşarak çıktığını ifade etti.

“NEFES ALMAK İMKANSIZDI”

Tahminen 20 veya 50 saniye sonra giyinerek odadan dışarı çıktığını aktaran Altın, "Çok yoğun zehir gibi bir dumanla karşılaştım ve nefes almak imkansızdı. Merdivenleri birkaç kez denesem de bulamadım. Eşimin ve çocuğumun erken davranmasının kurtulmalarına yardım ettiğini düşünerek, 8. katta, çaresizce ileri geri giderken arkadaşlarımıza koridorda rastladım. Onlarla beraber, diğer arkadaşlarımız Yalçın ailesinin odasına sığındık. Çarşaflarla inme planı yapılırken, ben bir kez daha eşimin ve kızımın peşinden gitmek istedim. Yüzüme ıslak havlu sararak tekrar arkadaşlarımın odasını terk ettim. Ancak duman çok daha kötüydü ve artık sıfır görüş vardı. Yine de tekrar merdivenleri arasam da başaramadım." ifadelerini kaydetti.

Dumandan kaçarak yürüdüğünde koridorun sonunda nefes almaya imkan veren az görüşlü bir alanda kalabalık bir grubun cam kırmaya çalıştığını gördüğünü ve onlara katılarak bir odaya sığındığını anlatan Aydın, aynı odada 13 kişi olduğunu ifade ederek "Çocuklar ve kadınlar çoğunluktaydı. Odadakiler olarak inanılmaz bir uyum içindeydik ve herkes önce çocukları sonra kadınları ve en son erkekleri indirmek üzere uygulamaya geçti. Arkadaşlar çok hızlı çarşafları bağlarken benim gözüm yataklara ilişti. Yataklar büyük, pencereler oldukça küçüktü. Yatakları atabilir miyiz diye sorduğumda tereddütsüz herkes bütün gücünü verdi ve hızla yatakları bükerek aşağı attık. Daha sonra çarşaflarla önce çocukları sonra kadınları yatakların üstüne indirdik.” ifadelerini kullandı.

“Erkeklerden bir arkadaş, 'ben çarşafları sabit bir yere bağlarım, sen git ben en son inerim' dedi. Ben de sondan bir önce indim. Benden önceki arkadaşta çarşaf koptu ve bana az bir çarşaf parçası kalmıştı. Kendimi 8. kat penceresinden 5. kat sundurma üzerine doğru sırt üstü bırakarak yatağa doğru düştüm. Sanırım orada kurtarmaya çalışan bir arkadaşın üstüne düşmüşüm.” ifadelerini kaydeden Altın, “İkimiz de birbirimizin iyi olduğunu teyit edince koşarak eşimi ve çocuğumu aramaya gittim. Ancak aradığım hiçbir yerde bulamadım." dedi.

“SON NEFESİNDE DAHİ BIRAKMADI”

Hilmi Altın, daha sonra diğer otellere giderek acilen pencere altlarına yatakları getirmelerini istediğini belirtti ve "Dünyanın en acı hissi, tarifi imkansız. Biz o otele ilk kez giderken, iki aile, pusetten beri beraber büyüyen, birlikte üniversite planları kuran, aynı evde yaşama hayali ile büyüyen çocuklarımızın tatil arzularını yerine getirmek istedik. Ancak beraber cennete yürüyeceklerini bilemezdik. Kızımızı canından çok seven eşim de asla ayrı kalamadığı minik kuşunu, son nefesinde dahi bırakmadı" sözleri sarf etti.

Altın, otele beraber gittikleri Atakan Yalçın ve kızı Derin'in de yangında hayatını kaybettiğini, Yalçın'ın eşi Yaprak Yalçın ve diğer kızı Defne'nin ise güçlükle kurtulduğunu söyledi.

“GÖZ GÖRE GÖRE BİR KATLİAM YAPILDI"

Otelde ve odada o gün kendi canları pahasına insanlar için koşturan herkese teşekkür eden Altın, "Çok büyük bir can pazarıydı. Ancak bu bir talihsizlik değildi. Göz göre göre bir katliam yapıldı. Bizlere o otelde resmen ölümlerden ölüm beğen denildi. Allah bana bir can verdi, eşimin ve kızımın can borcunu bana yükledi, bende de bu can oldukça sorumlularının hak ettiği cezayı alması için var gücümle savaşacağım. Bu noktada devletimize ve adaletimize en ufak hatası olan herkesin cezalandırılacağı konusunda güvenim şüphesiz tamdır.” söyleminde bulundu.

Altın, “Allah bu acıyı yaşayan herkese sabırlar versin. Yaşatanlar ise adalet önünde hak ettiği cezaları çeksin. Dilerim 'sıralı ölüm' kelimesinin değerli anlamını kimse bir daha benzer bir acıyla anlamak zorunda kalmaz. Umarım yaşanan son acı bizimki olur ve acıların kader olması güzel ülkemizde son bulur." ifadelerini kaydetti./ AA

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.