YASANIN IRZINA GEÇENLER

ŞİRİNEVLER’E BİR İKİ

17 Aralık Operasyonu’nun Düşündürdükleri...

Yeni yılın ilk yazısına, şöyle bir giriş yapmak istiyorum. 2013 yılı gerçekten çok zor bir yıl olarak tarihin sayfalarına gömüldü. Felaketler ve birbirinden ünlü simaların ani ölümleri hepimizi derinden üzdü. Teker teker saymayacağım yaşanılan olumsuzlukları bunların neler olduğunu sizlerde biliyorsunuz. Dileğim, 2014 yılı geçen yılın tam tersi olur inşallah! Ülkece güzel olaylar yaşar, bolluk ve refah içerisinde yaşar, şehit kanlarıyla kurulmuş ülkemiz sağlam adımlarla önümüzdeki yıllara hazırlıklarını yapar. Bu duygu ve düşüncelerle yeni yılın tüm okuyucularıma sağlık, mutluluk ve başarı getirmesini diler ülkemiz için barış dolu günler dilerim.

Yasaya tecavüz var beyler!

Yeni yılın ilk yazısında, İstanbul Gümrükleri’nde bugünlerde ayyuka çıkan bir olaydan söz etmek istiyorum sizlere. Adeta ırzına geçilen bir yasanın nasıl delindiğini gözler önüne sermek, anlatmak istiyorum herkese. Sağlam kaynaklardan edindiğim bilgilere göre, İstanbul Gümrükleri’nde özellikle de AMBARLI, AHL KARGO ve HALKALI Gümrüklerinde bazı firmalar tarafından Gümrük Kanunu’nun 57. maddesinin ihlal edildiği iddia edilmekte.. Peki! ‘Nedir bu kanun?’ derseniz ilk önce bu kanunla ilgili bilgi vereyim sizlere.

Gümrük Kanunu Madde 57

Gümrük Kanunu’nun 57. maddesi şöyle der: “Fikri ve sınaî haklar mevzuatına göre korunması gereken haklar ile ilgili olarak hak sahibin yetkilerine tecavüz eder mahiyetteki eşyanın alı konulması veya gümrük işlemlerinin durdurulması hak sahibinin veya temsilcisinin talebi üzerine gümrük idareleri tarafından gerçekleştirilir. Durdurma veya alı koyma kararı hak sahibi veya temsilcisi ile beyan sahibi veya 37. Maddede belirtilen kişilere bildirilir”

Bir de bu kanun maddesinin gümrük yönündeki durumu var. O bölüm ise şöyledir: “Gümrük idaresine henüz bir talepte bulunulmadığı durumda ve söz konusu eşyanın Fikri ve Sınaî mülkiyet haklarının ihlal ettiğine dair açık deliller olması halinde hak sahibinin geçerli bir başvuruda bulunabilmesini teminen gümrük idareleri tarafından eşya üç iş günü süresince re’sen alıkonulabilir veya eşyanın gümrük işlemleri durdurulabilir.”

Şirinevler’e bir iki…

Gelelim İstanbul Gümrükleri’nde bu yasaya nasıl tecavüz edildiği iddialarına.. Örneğin özellikle Ambarlı Gümrüğü’nde telefon aksam parçaları aksesuarlarının orijinal olmayıp Çin menşeli çakma oldukları ve bunların tarifesinin değiştirilerek işlem yapıldığı iddia edilmekte. Diğer büyük bir iddia ise, Ambarlı Gümrüğü’nde ithalat işlemlerinde Kırmızı Hatta düşen bir eşyanın tespiti değil de muayenesi yapılarak işlemler tamamlanmaktadır.

Bundan önceki yazılarımda altını çizerek belirttiğim AMBARLI, AHL KARGO, HALKALI üçgeninde gezen kırmızı hatta çalıştırılan muayene memurları ile diğer gümrüklerdeki kırmızı hatta çalıştırılan muayene memurlarının Tevfik Usta döneminde olduğu gibi yerlerini muhafaza ettikleri de tarafıma ulaşan iddialar arasındadır. Bu konuyla ilgili iddiaların ardı arkası kesilmiyor. İddialar ışığında sizlere bu konuyla ilgili geniş bilgiler yazmaya daha doğrusu birilerini rahatsız etmeye devam edeceğimi şimdiden söyleyebilirim.

17 ARALIK'IN DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ…

Okuyucularımdan bazılarının şöyle bir serzenişi var. Son yazımda, 17 Aralık’ta gerçekleştirilen operasyonla ilgili hiçbir yazı kaleme almadığımdan bahsediliyor. Bakın o yorumları yazan sevgili okurlar. Ben Türkiye’deki başta BOTAŞ yolsuzluğu olmak üzere gümrüklerdeki yolsuzluk iddiaları sekiz yıldır sürekli yazıyorum. Bu konularla ilgili başta Ankara olmak üzere Türkiye’nin çeşitli mahkemelerinde hakkımda davalar bile açıldı. Ancak Allah’a şükür hiçbir davadan mahkûm olmadım. Yazılarıma da elim klavyenin tuşlarına bastığı sürece devam edeceğim. Türkiye’de başta Ambarlı Gümrüğü’nde ortaya çıkartılan hayali ihracatları, hayali bankaları, şeker ve akaryakıt kaçakçılığını hep ben gündeme taşıdım. Bütün bu konular ya bir gün ya da birkaç ay sonra ülke gündemine düştü. Yazılarım birçok ulusal gazeteye ve televizyona dahi konu oldu.

Ciddi kuşkularım var!

Ancaaaak 17 Aralık operasyonunu bana soracak olursanız, bakın bu konuyla ilgili birkaç sözüm olacak sizlere. Önce şunu kalın bir çizgiyle belirteyim. Bu operasyonun başlangıç zamanı, yapılışı ve diğer detaylarıyla ilgili ciddi kuşkularım var. Aslında akli selim olan şapkasını önüne koyup iyice bir düşünürse benim kuşkularımı kendi de içinde hissedecektir diye tahmin ediyorum.  Peki! Nedir bu kuşkularınız? Bakın sevgili okurlarım; Türkiye operasyon öncesi almış başını gidiyor. Almanya Başbakanı Merkel bile aynen şunu söylüyor; ‘Türkiye gelecek 20 yıl içerisinde Almanya ekonomisini geçecek’ Sağlam ekonomik politikalarla Dolar ile Euro eski hükümetlerdeki gibi her gün göbek atmıyor. Başta İstanbul’da Marmaray Projesi, Anadolu Yakası’ndaki Metro, Haydarpaşa Gümrüğü’nün hemen yanı başında kara taşımacılığının da yapılacağı 2. Marmaray projesi, İstanbul’a soluk aldıracak 3.köprü ve 3. havalimanın yapılacak olması bir takım kişileri özellikle de dış güçleri rahatsız ediyor. Lütfen ama lütfen şu soruyu kendinize sorun.

Eskiden kaç kişi uçağa binerdi? Ya da hadi bırakın tayyareye binmeyi Allah aşkına hastane kuyruklarında ölmüyor muydu insanlar? Unuttunuz mu bir kutu ilaç almak için bir gün kuyrukta beklediğinizi.. İşte bu seviyeye gelmiş Türkiye’de, hem de seçim sürecine birkaç ay kala birileri operasyon yapıyor. Yok! Sevgili dostlar bu operasyondan benim kuşkularım var hem de ciddi kuşkularım var!!

Tabi şu da bir gerçek

Şunu da belirtmek isterim; rüşvet-kaçakçılık-yolsuzluğa karışan insanları tabiî ki koruyacak değiliz. Kim suç işlediyse adalet önünde hesap vermelidir. Zaten bu ülkenin başbakanı da yolsuzluğu örtelim veya kapatalım demiyor. Üstüne gideceğini ısrarla belirtiyor. Bakın bu operasyon ile ilgili gazeteci olarak edindiğim bir bilgiyi de paylaşıyorum. Altın işinin AHL KARGO VE YOLCU SALONU’NA uzanacağı yönünde ciddi iddialar var.

İnşallah doğru dürüst bir şey yapılır, suçlu veya suçlular varsa ortaya çıkarılır. Ha! Unutmadan bir de dipnot vereyim size; Türkiye’nin çok büyük hayali ihracatlarını sahte evraklarla yapılmak istenen ithalatlarının İstanbul Mali Şube ekiplerince ortaya çıkaran dönemin Büyükçekmece Kaçakçılık Savcısı Mustafa Kemal Gül’ün son yapılan operasyonda bilgisinden ve deneyiminden istifade edilmesi bence yerinde olacaktır. Çünkü Sayın Gül, özellikle ihtisaslaşma gerektiren bu konuda gerçekten Türkiye’de ender yetişmiş bir savcımızdır.

Ahtapotun kolları gibi yapışmışlar!..

Yazımın sonunda, üzerinde hassasiyetle durduğum bir konuyu da belirtmek isterim. İstanbul’da son aylarda şöyle bir olay yaşanıyor. İstanbul’dan tayinleri çıkan eski muhafaza ve muayene memurları her ne hikmet ise birer birer 3+3 aylığına geçici görevle İstanbul’a geri dönüyorlar. Bunların yerine İstanbul’dan yeni memurlara geçici görev çıkıyor. Nedenini isterseniz yazmayayım İstanbul’u çok sevdiklerinden değil herhalde. Bu konuyla ilgili onlarca şikâyet alıyorum. Tabi durum böyle olunca da, kim bu tosunlar, kim bu İstanbul sevdalıları diye araştırmakta bendenize düşüyor. Bu haksızlığa nokta koymak için araştırmalarım devam ediyor. Bilginize..

YAZARIN NOTU

Yazarın son dakika notudur:

Dilucu’ndaki akaryakıt operasyonu Başkent Ankara’ya kadar uzandı! Bir muayene memuru ile gümrük müdür yardımcısı mali şube ekiplerince göz altına alındı.

1-) İstanbul Gümrüklerinde yarış atlarına meraklı bir muayene memuru varmış! Hatta bu şahsın başkalarının da üzerine atları varmış! Bundan birkaç yıl önceki gazi koşusunu dahi kazanmış!! Bilin bakalım kimmiş bu beyzade?

2-) Yurt dışından bir okurumun bana göndermiş olduğu İstanbul Gümrükleri ile ilgili çok çarpıcı ihbar mektubunu siz değerli okurlarımla araştırmam bittiğinde paylaşacağım. Size bu konuyla ilgili olarak kısa bir ipucu vereyim: Son sistem cep telefonları özellikle IPHONE 5’lerin ülkemize nasıl sokulduğundan mektupta ayrıntılarıyla bahsediyor ve ayrıca tekstil kaçakçılığından da söz ediliyor! Bekleyin!..