Yazar Mina Oğuz: Konstantinapolis’i İstanbul Yapan Fatih’i De Tanımalıyız
Yazar Mina Oğuz, 21 yaşında İstanbul’u fetheden Fatih kadar, fetihten sonra 28 yıl boyunca yaptıklarıyla Konstantinapolis’i İstanbul yapan Fatih’i de tanımak gerektiğini söyledi.
Yazar Mina Oğuz, 21 yaşında İstanbul’u fetheden Fatih kadar, fetihten sonra 28 yıl boyunca yaptıklarıyla Konstantinapolis’i İstanbul yapan Fatih’i de tanımak gerektiğini söyledi.
Mina Oğuz'un kaleme aldığı Bellini’nin Fatih’i isimli roman Selis Kitaplar’dan çıktı. Kitapta; İstanbul’u fethettikten sonra Fatih’in İstanbul’da yaptıklarını anlattığını belirten Oğuz, “İstanbul’un fethi elbetteki çok önemli ama bu fethin önemi fetih sonrası yapılanlar bilinince daha değerli oluyor. Fatih, fetihten sonra 28 yıl boyunca gerek toplumsal hayatta, gerek sanatta gerekse imar alanında yaptıkları ile binlerce yıldır Konstantinapolis olan şehri İstanbul’a dönüştürmüştür. Bu durum en az fetih kadar önemlidir.” dedi.
Ünlü İtalyan ressam Bellini’nin Fatih tarafından İstanbul’a davet edilmesinin çok önemli bir gelişme olduğunu kaydeden Oğuz, şöyle devam etti:
“Bellini, İstanbul’da bulunduğu zaman zarfında Osmanlı sanatçılarıyla hemhal olarak onlara batı sanatını tanıttı. Aynı zamanda kendisi de Osmanlı sanatı hakkında fikir sahibi oldu. Kitabımda Bellini’nin İstanbul’da bulunduğu sürede gerek Fatih’le olan ilişkilerine, gerekse Osmanlı sanatçıları olan irtibatlarına dair bilgiler verdim. Fatih, Venediklilerle yapılan barış antlaşmasının sıra dışı bir şartı olarak Bellini’yi İstanbul’a çağırır. Hakikaten bir Osmanlı Sultanının denizlerin başlıca kuvvetlerinden olan güçlü Venediklileri yenmesinin yetenekli bir ressamı istemesi enteresandır. Bellini’nin İstanbul’a davet edilmesi olayı Fatih’in sanata verdiği önemi gösteriyor."
Fatih Sultan Mehmet gibi yeryüzünün pek nadir gördüğü büyük liderlerden birinin hayatı roman olarak yazılırken İstanbul’un fethiyle sınırlı kalındığını vurgulayan Mina Oğuz, şöyle konuştu:
“Oysa yüce Hükümdar İstanbul’un fethinin ardından 28 yıl daha Osmanlı Devleti’ni yönetmiştir. Alınması mümkün görülmeyen İstanbul’u 21 yaşında fetheden dehanın sonraki 28 yıl boyunca İstanbul’u ve sonrasında fethettiği nice toprakları nasıl imar ettiğini ve yücelttiği üzerinde durulmaz. Oysa Fatih Sultan Mehmet, askeri başarılarıyla Avrupa’nın içlerinden Trabzon’a uzanmış, Kırım’dan Akdeniz adalarına fetihler gerçekleştirerek Osmanlı Devleti’ni büyük bir imparatorluğa dönüştürmüştür. Konstantinapolis’e mütevazilikle girdiğinde halkın kendisini emniyette hissetmesini telkin ettikten sonra Bizans sarayına gitmiş, fakat ne hazineye, ne de taht odasına uğramadan ilk görmek istediği yer sarayın kütüphanesi olmuştur. Fetihten sonra dünyanın dört bir tarafından ilim ve sanat adamlarını İstanbul’a davet ederek, matematikten astronomiye, felsefeden tarihe birçok alimi etrafında toplamıştır. En eski ve köklü eğitim kurumlarından olan Sahn-ı Seman gibi bir yükseköğretim kurumunu imar ettiren Sultan Mehmet yönetim, maliye ve hukuk alanında kurallar içeren Fatih Kanunnamesiyle de tarihi dönem itibariyle dikkat çeker. Sağlam bir medeniyetin temellerini atarken, ileri görüşlülüğüyle de yüzünü Batı’ya dönmüştür. Doğuyu ve Batıyı kucaklayan hoşgörüsü ve yürüttüğü diplomasiyle tarihte altının çizilmesi gereken nice ilklere ve başarılara imza atmıştır.”
CİHAN
HABERE YORUM KAT
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.