1. HABERLER

  2. ÖZEL HABER

  3. Zorlu ve Polatkan'ın idam edilişlerinin '63. YILI'
Zorlu ve Polatkan'ın idam edilişlerinin '63. YILI'

Zorlu ve Polatkan'ın idam edilişlerinin '63. YILI'

Türk demokrasi tarihinin kara lekelerinden 1960 askeri darbesi sonrası, Yassıada'daki yargılamalar sonucu idam edilen Adnan Menderes hükümetinin Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın vefatının üzerinden 63 yıl geçti.

A+A-

adsiz-20240917123127.jpgDemokrasiye çalınan kara leke unutulmadı. Demokrat Parti üyeleri 11 ay boyunca Yassıada'da hukuksuz gerekçelerle yargılandı. Başbakan Adnan Menderes,Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan için darağacı kuruldu, Polatkan ve Zorlu demokrasi şehidi oldu.

 

1946'da çok partili hayata geçilmesinin ardından, 1950'de iktidara gelen Demokrat Partinin (DP) iktidarının 10. yılında, Türk Silahlı Kuvvetleri içerisindeki bazı general ve subayların oluşturduğu 38 kişilik Milli Birlik Komitesi, "DP'nin ülkeyi baskı rejimine ve kardeş kavgasına götürdüğünü" ileri sürerek, 27 Mayıs sabaha karşı yönetime el koydu.

Milli Birlik Komitesi, Anayasa ve TBMM'yi feshetti, siyasi faaliyetleri askıya aldı, Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Başbakan Adnan Menderes, hükümet üyeleri, DP'li milletvekilleri, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Rüştü Erdelhun ile bazı askerler ve üst düzey kamu görevlileri gözaltına alındı.

Yassıada yargılamaları, 14 Ekim 1960'ta başlayıp 15 Eylül 1961'de karara bağlandı. 19 dosyada toplanan davalar, "anayasayı ihlal" davasıyla birleştirildi. 592 sanıktan 288'i için idam istendi.

Kararı açıklayan Yüksek Adalet Divanı, 15 sanığı idam cezasına çarptırdı. Eski Cumhurbaşkanı Celal Bayar, eski Başbakan Adnan Menderes, eski Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu, eski Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idam kararları oy birliğiyle alındı. Celal Bayar hakkındaki karar, yaş haddi nedeniyle müebbet hapis cezasına çevrildi.

Milli Birlik Komitesi'nin idam kararlarını 15 Eylül'de onaylamasının ardından 16 Eylül 1961'de İmralı Adası'ndaki cezaevine getirilen Polatkan ve Zorlu'nun cezaları sabaha karşı infaz edildi.

Ellerinin önden bağlanmasını istedi

Asılsız iddialar gündeme getirilerek 6-7 Eylül olaylarından sorumlu tutulan Fatin Rüştü Zorlu, 1912'de İstanbul'da dünyaya geldi. Galatasaray Lisesi, Paris Siyasi İlimler Mektebi ve Cenevre Hukuk Fakültesi'nde okudu.

1932'de Siyaset Dairesi 2. Şubesinde Aday Meslek Memuru olarak göreve başlayan Zorlu, devlette çeşitli görevlerde yer aldı. 1952'de Kuzey Atlantik Paktı Paris Türkiye Daimi Temsilciliğine Büyükelçi Daimi Temsilci olarak atanan Zorlu, 1954'teki seçimlerde Demokrat Partiden Çanakkale milletvekili seçildi ve 1957-1960 yılları arasında da Dışişleri Bakanı olarak görev yaptı.

Hakkındaki suçlamalar, Yassıada'daki diğer 19 davayla birleştirilerek idam cezasına çarptırıldı. Zorlu'nun cezası 16 Eylül 1961'de sabaha karşı infaz edildi. İdama büyük bir metanetle giden Zorlu, kendisine dini telkinde bulunan hocanın, Arapça kelimeleri telaffuzda düştüğü hataları düzeltti.

Kolları arkadan bağlanan Zorlu, başsavcıya son bir ricada bulundu. Ellerinin önden bağlanmasını isteyen Zorlu'ya bunun kanunen imkansızlığı anlatıldı.

Zorlu'nun idamından önce ailesine mektup yazma istediği de başsavcı tarafından kısa olmak koşulu ile kabul edildi.

Fatin Rüştü Zorlu, mektubunda, annesi Hatice Güzide Hanım, eşi Emel Hanım, kızı Sevin ve ağabeyi Büyükelçi Rıfkı Zorlu'ya şöyle sesleniyordu:

"Sevgili Anneciğim, Emelciğim, Sevinciğim ve Ağabeyciğim.

Şimdi Cenabıhakk'ın huzuruna çıkıyorum. Sakinim, huzur içindeyim. Benim için üzülmeyin. Sizlerin de sakin ve huzur içinde yaşamanız beni daima müsterih edecektir.

Bir ve beraber olun. Allah'ın takdiri böyleymiş. Hizmet ettim ve şerefimi daima muhafaza ettim. Anne, siz sevdiklerimi muhafaza edin ve Allah'ın inayetiyle onlarını huzurunu temin edin. Hepinizi Allah'a emanet eder, tekrar üzülmemenizi ve hayata berdevam olarak beni huzur içinde bırakmanızı rica ederim. Allah memleketi korusun."

a1-034.jpga2-029.jpg

Polatkan, 1946 seçimlerinde milletvekili seçildi

Genç yaşlarda başarıları ve çalışkanlığıyla çevresinin takdirini kazanan Hasan Polatkan, 1915'te Eskişehir'de dünyaya geldi.

Hasan Polatkan, eğitim aldığı okulları birincilikle bitirdi. Okul yıllarında ticari, iktisadi konuları içeren yayınlara ilgi duyan Polatkan'ın Türkiye ekonomisi hakkındaki görüşlerinin netleşmesi de bu döneme denk geldi.

İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Maliye Bölümünü 1936'da bitiren Polatkan, mezuniyetinin hemen ardından Ziraat Bankası Müfettiş Yardımcısı olarak atandı. Polatkan, Ekim 1936'da askere gitti ve terhisi akabinde Ziraat Bankasındaki görevine döndü.

Polatkan, Temmuz 1946'da yapılan seçimlerde Eskişehir'den Demokrat Parti adayı olarak milletvekili seçildi. Eskişehir'in Kırım Tatarlarından Seyit Çiftkurt'un kızı Mutahhare Hanım'la 1949 yılında evlendi. Evliliğinden Sema ve Nilgün adında iki kız çocuğu olan Polatkan'ın en büyük özelliklerinden biri de ailesine düşkünlüğüydü.

Polatkan, Mayıs 1950 seçimlerinde yine Eskişehir'den Demokrat Parti milletvekili seçilirken, birinci Adnan Menderes hükümetinde Çalışma Bakanı olarak görev aldı.

İstifa eden Halil Ayan'ın yerine Maliye Bakanlığına getirilen Polatkan, ikinci ve üçüncü Adnan Menderes hükümetlerinde de bu görevi yürüttü.

Polatkan, Aralık 1955'te bu görevden istifa ederken, bir sene sonra Aralık 1956'da tekrar Maliye Bakanlığına getirildi. 27 Ekim 1957'de yapılan genel seçimlerde Eskişehir'den dördüncü defa Demokrat Parti milletvekili seçilen Polatkan, askeri darbeye kadar bu görevini sürdürdü.

- Darbeyi eşinden öğrendi

Hasan Polatkan, Başbakan Menderes'le 26 Mayıs 1960'ta Eskişehir'deki programlara katılırken, askeri darbenin yönetime el koyduğunu sabah saatlerinde eşi Mutahhare Polatkan'dan öğrendi.

Menderes'le birlikte Kütahya'ya geçen Polatkan, burada ihtilal kuvvetleri tarafından tutuklanarak Ankara Harp Okuluna sevk edildi. Polatkan, burada bir süre bekletildikten sonra diğer Demokrat Partililerle birlikte Yassıada'ya gönderildi.

Ailesi ziyaretleri sırasında, bu süreçte işkenceye de maruz kalan Polatkan'ın elinin üzerinde sigara yanıkları olduğunu gördü.

Yassıada'daki kötü muamelelere dayanamayan Polatkan'ın bir askere, "Bizi öldürecekseniz hemen öldürün ama lütfen bu hakaretleri durdurun. Artık tahammül edemiyorum." feryadında bulunduğu ailesi tarafından dile getirildi.

Polatkan, 14 Ekim 1960'ta başlayan duruşmalarda, "Ali İpar, Barbara, Ankara ve İstanbul Olayları, Anayasayı İhlal ile Vinileks" dosyalarından yargılandı. Uzun yargılamalar sonrası suçlu bulunan Polatkan, 15 Eylül 1961'de idam edileceğini öğrendi.

Yargılanmasına sebep olan kanunun altında imzası olanlar yargılanmadı.

"CHP Mallarının Yasayla Hazineye Aktarılması Davası" sanıklarından Polatkan, son savunmasında, "CHP Mallarının Hazineye İadesi Kanunu"nun altında imzası olan ancak daha sonra Demokrat Parti'den istifa eden vekiller yerine kendisinin neden bu kanundan dolayı yargılandığını sorarak yargılamadaki usulsüzlüğe dikkati çekmişti.

Polatkan, 2 Ağustos 1961 tarihli son savunmasında, Yassıada'da neden yargılandıklarının asıl sebebini şöyle açıklamıştı:

"Diktaya gidiş vehmine ve isnadına delil olarak gösterilen CHP Mallarının Hazineye İadesi Kanunu'nu teklif eden, Meclis kürsüsünde müdafaasını yapan bazı mebuslar bugün bu davanın müsebbiplerinden olan CHP safında bulunduğu için suçlular arasında görünmüyor. 1950'den 28 Nisan 1960 tarihine kadar 10 yıl mebusluk yapan ve 27 Mayıs'tan bir ay önce istifa edenler de suçlular arasında değil.

O halde itham edilmemizin, suçlu görülmemizin hakiki sebebini diktaya gidişe delil diye gösterilen bazı kanunları kabul etmek değil, 27 Mayıs 1960 günü Demokrat Parti iktidarının kadrosu veya hükümeti içinde bulunmuş olmamız teşkil ediyor."

- Polatkan'ın son sözleri

16 Eylül 1961'de sabaha karşı gerçekleşen infazdan önce yanına gelenler arasında bulunan hemşehrisi bir üsteğmenle konuşan Polatkan'ın son sözleri ise "Karıma ve çocuklarıma söyleyin, suçsuzum. Allah'a ve vicdanıma güveniyorum. Aynı sözleri anneme ve kardeşlerime de söyleyin." oldu.

Darağacına getirilen Polatkan, sandalyenin üzerine çıkarılıp boynuna ilmek takıldığında ise "İp, gömleğimin üzerinde kalmasın." diyerek hayata gözlerini yumdu.

- 1990'da itibarları iade edildi

TBMM tarafından 11 Nisan 1990'da kabul edilen kanunla Menderes ve onunla idam edilen arkadaşlarının itibarları iade edildi. Aynı kanun uyarınca Menderes, Polatkan ve Zorlu'nun naaşları, 17 Eylül 1990'da İmralı'dan alınarak devlet töreniyle İstanbul Vatan Caddesi'nde yaptırılan anıt mezara taşındı.

27 Mayıs 1960 darbesinin ardından 592 kişinin yargılandığı ve bu yargılamaların sonunda Başbakan Adnan Menderes, Dışişleri Bakanı Fatin Rüştü Zorlu ve Maliye Bakanı Hasan Polatkan'ın idamına karar verilen Marmara'daki Yassıada ise darbenin 60. yıl dönümünde Demokrasi ve Özgürlükler Adası adıyla açıldı. / AA

a3-023.jpg

Önceki ve Sonraki Haberler

HABERE YORUM KAT

UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.